41. MOR GÖZLÜ ALİ
Küçük Ali okula bir gözü morarmış gelir. Öğretmeni ne olduğunu sorunca,
– Gece babam uyu dedi. Ben uyumadım.’Uyu dedi, uyumadım, bunun üzerine gözümü morarttı. Öğretmen üzülür ve Ali’yi kurtarmak için taktik verir.
– Oğlum, uykun gelmese bile bir dahaki sefere baban uyu dediğinde gözlerini yum, uyuyormuş gibi yap.
Ertesi gün Ali iki gözü mor gelir. Öğretmen telaşla,
– Çocuğum, niye dediğimi yapmadın?
– Yaptııım, o yüzden böyle oldu.
– Anlat bakiim.
– Dün akşam babam yine uyu dedi, ben de dediğiniz gibi gözlerimi yumdum.
– Eee?
– Annem geliyorum dedi, babam ben de geliyorum dedi. Ben de durun nereye gidiyorsunuz, ben de geliyorum, dedim.
42. HAMAMCI
Hamam müşterisi her seferinde birşeyleri çalındı diye şikayet edermiş. Sonunda ondan bıkıp ancak şikayet etmemesi şartıyla hamama alabileceklerini söylemişler. Müşteri, yemin etmiş. Ama, son geldiğinde bütün elbiselerini çalmamışlar mı? Ne yapsın, şikayet de yasak,
Allah aşkına söyleyin, ben böyle mi geldim, diye çırıl çıplak çıkmış müdüriyet odasına.
43. OTTİZ
Sadece otuza kadar sayabilen ve bir türlü terhis olamayan askere, komutanı elliye kadar sayabilirse terhis olabileceğini söylemiş. Yardım, mardım, bir gün komutanına gelip,
– Sayirem komutanım; demiş. Ortaya almışlar, başlamış saymaya.
– Bır; iki, uç, dort, baş, alti, yadi… on, yırmi, otiz, kırk; kırk baş…
Tamam, demişler, elliye kadar sayacak ve terhis olacak.
– Kırk alti, kırk yeddi, kırk sekkiz, kırk tokkiz… Ottiz!
44. TEPEDEN İNME
Baba balık yavru balıklara nasihat ediyormuş,
– Oltaya kanmayın, yem filan değil, basbayağı bir tuzaktır olta. Ondan kaçmak mümkündür. Yedi şekli vardır oltanın, falan filan derken, yukardan bir ağ inivermiş.
– Bu da ne, diye bağırmış bir küçük balık.
– Buna tepeden inme denir; demiş baba balık,
kurtuluşu yoktur.
45. TİMSAH
Adamın biri psikiyatristten randevu alıp gelmiş ve yatağının altında bir timsah görmekte olduğunu söylemiş. Doktor, onun halüsinasyon gördüğünden emin, telkin melkin edip, ilaç milaç yazıp göndermiş onu. Adam ertesi gün yine gelmiş, yatağının altında hâlâ bir timsah gördüğünü tekrarlamış. Yine konuşmuşlar, adam ikna olmuş gibi… Ertesi gün yine gelmek üzere gitmiş. Ertesi gün gelmemiş, bir ertesi gün yine görünmemiş. Doktor merak edip adamın adresine gitmiş. Kapıcıya sormuş.
– Haa o mu, geçen gün onu timsah yedi; demiş kapıcı.
46. YEL DEĞMEDİK YATAK
Müşkülpesent müşteri otelciden yel değmedik yatak istemiş.
– Emriniz olur, demiş otelci.
Gece, otelci elinde bir kamış, çıkagelmiş. Adama demiş ki,
– İstediğin gibi bu yatak yel değmedik yataktır. Ancak, senin gibi bir müşteri daha gelirse ben bu yatak gibi bir tane daha bulamam, sen en iyisi yelleneceğin zaman bu kamışı kullan, yatağın dışına yellen.
47. ŞAKACI PAPAZ
Papazın biri uçakta kadınların ortasına düşer. Samimiyet koyulaşınca, kadınlar papaza kaçak bir malları olduğunu söyleyip; gümrükten geçirmekte yardımcı olmasını rica ederler. Papaz kadınları kıramaz; malı pantolonunun içine sokar. Gümrük memuru deklare edeceği bir eşya olup olmadığını sorunca,
– Evet, pantolonumun içinde kadınlara ait birşey var, der.
– Çok şakacısınız Sayın Peder, buyrun geçebilirsiniz.
48. TİTANİK
Ünlü batık Titanik’in son anlarında eğlence salonundayız. Büyük sihirbaz Huduni hünerlerini bir biri ardına gösteriyor. Ama her numaradan sonra bir adam,
– Beğenmediim, diye bağırıyor. Huduni bir numara daha yapıyor, akıllara durgunluk vereceklerden… Yine,
– Beğenmediim…
O an Titanik bir bankize çarpıyor, gemi alabora, herkes denize dökülüyor. Bir kaç saat sonraki manzara şu: Bir tahta parçasının bir ucunda Huduni, diğer ucunda müşkülpesent adam;
– Bunu beğendiiim, hadi gemiye, diyor.
49. KERRETA
Rusya’da öğretmen soruyor:
– Türkiye’nin para birimi nedir?
– Kerre; öğretmenim, diyor bir çocuk. Annem ve ablam Türkiye’den döndüklerinde birbirlerine bavullarındaki eşyaları gösterip kaç kerre verdin, diye soruyorlar.
50. UFO
Kamyon şoförü Ali yolda radyo dinlerken birden yayın kesiliyor ve şu anons duyuluyor,
– Dikkat dikkat, uzaydan geldiği sanılan, gövdeleri sadece baş, kol ve ayaklardan oluşan yaratıklar görülmüştür.
Ali dinlenmek için kamyonu kenara çektiğinde, birde ne görsün, otların arasında sadece başı, kol ve bacakları olan bir yaratık. Hemen sorar,
– Ben To-kat-lı A-li, hoş-gel-din,, ne ya-pı-yorsun?
Yaratığın cevabı,
– Ben To-kat-lı Ve-li, ka-ka-mı ya-pı- yo-rum.