151. AT MARTİNİ

Dertli oduncu sağdıcına,

– Oduna çıkmak için evden kilometrelerce uzaklaşıyorum ve o kadar yolu geri yürüdükten sonra hiç bir isteğim kalmıyor diye şikayet ediyormuş.

– Havaya ateş et karın gelsin, diye parlak bir fikir vermiş sağdıcı.

Bir müddet sonra karşılaştıklarında, oduncu,

– Çok iyi oldu ama şimdi tek şikayetim, av mevsimi başlayınca karımın pek yüzünü göremiyorum.

152. İMAMDAN SONRA

İmam bir gün camide namaz kıldırırken yellenivermiş. Herkesi secdede bırakıp kaçmış. Kırk yıl köyüne uğramamış. Sılaya dayanamayıp, bir gün çıkagelmiş. Köyün dışında rastladığı bir çobandan çaktırmadan öğrenmiş öğreneceklerini. Yellendiği gün camide bulunanlardan hayatta kimse kalmamışmış.

– Söyle bakalım, demiş, kaç yaşındasın sen?

– Valla bilmiyon emme, köyün imamı yellenip gaçtığında anamın garnındaymışım.

153. YER TANRISI

Adamın biri kazdığı derin çukurun dibine oturmuş, çıkmıyormuş. Ne yaptığını soranlara,

– Ben yer tanrısıyım, diyormuş. Mahalleli ona kör bir kızı getirip,

– Madem tanrısın, aç şu biçare kızın gözlerini, demişler.

– Ben gök tanrısıyla mukavele yaptım; demiş, adam. Ben belden aşağısıyla ilgileniyorum. Belden yukarılardakileri o açıyor, ona başvurun.

154. ÇOK DEĞİŞMİŞSİN

Dini imanı bütün adamın biri devamlı ibadet eder, herkese iyi davranır, hiç günah işlemezmiş. Seksenine gelince sakalını kesmiş, kılığını yenilemiş, eğlenmek için kasabanın yolunu tutmuş. Tesadüf, arkadan gelen bir araba çarpmış ve ölümüne neden olmuş. Cennette tanrıya isyan halindeymiş,

– Hayatım boyunca hep ibadet ve iyilik ettim, tek bir gün eğlenceye gidiyordum ki öldürdün.

Tanrı yanıt vermiş,

– O kadar değişmişsin ki seni ben bile tanıyamadım.

155. ARPA

Akıl hastanesinde kendini arpa sanan hasta sonunda,

– Tamam arpa olmadığımı anladım, demiş.

Eh artık iyileşti, taburcu edelim demişler. Kapıdan çıkmış ama hışımla geri dönmüş. Telaşla, demiş ki,

– Ben arpa olmadığımı biliyorum, ama bakalım tavuklar biliyor mu?

156. CANLI BUNLAR

Hayganuş balık alacakmış. Sormuş:

– Bu balıklar taze mi?

– Canlı bunlar, canlı hanım teyze.

– Ben de canlıyım ama taze değilim.

157. RUTUBET

Komisyoncu satılık evi gezdiriyormuş. Salonda bir fare bir taraftan öbür tarafa kaçmış.

– Önemli değil, demiş satıcı. Bu kelepir bir ev. Bir de üst katı görün.

Üst kata gelmişler, salonda bir balık geziyor.

– Rutubet konusuna sonra geliriz; demiş pişkin komisyoncu.

158. AN MESELESİ

Oteldeki muhafazakar müşteri soruyor:

– Bu otel namuslu bir otel midir? Demin çıplak bir adam çıplak bir kadını kovalıyordu.

– Yakaladı mı?

– Hayır.

– Öyleyse hâlâ namuslu!

159. ANLAŞMA

Salomon New York’ta bir cadde üzerindeki bankanın yanında seyyar olarak sosis satıyormuş. Durumu oldukça iyiymiş. Bir gün Moiz gelmiş, 50 dolar borç istemiş.

– Banka ile anlaşmamız var, demiş. Ben kimseye kredi vermiyeceğim, onlar da sosis satmayacak.

160. AFRİKA

Yazarın kitabını hediye ettiği dostu sorar;

– Yahu bu kitap Afrika’yla ilgili, sen hiç Afrika’ya gittin mi ki?

Luzumu yok Dante de İlâhi Komedya’sındaki cehennemi yazmak için cehenneme gitmemişti.