251_260

251. KİM İTTİ?

Yüzme bilmeyen bir kız havuzda debelenmeye başlamış. kalabalık arasından bir delikanlı atlamış ve kızı kurtarmış. Alkışlar arasında sudan çıkmış. Sonra kalabalığa dönmüş,

– Kim itti beni?

252. ŞOHRAS

Sarhoşun birinin peşine bir timsah takılır. Nereye gitse peşinde. Üstüne üstlük, adama,

– Sarhoş, diye takılıyor.

Bak, söyleme, yırtarım ağzını.

Timsah laf dinlemez. Adam yakalayıp timsahın içini dışarı çıkartıverir. Yoluna devam edecektir ki, arkasından,

– Şohras, şohras!

253. DEDİKODUCU

Adam karısına dert yanıyormuş.

– Otobüste her sabah bir adam kulağıma “boynuzlu pezevenk” diye fısıldıyor.

Aynı adam ertesi gün yine otobüsteymiş:

– Dedikoducu pezevenk!

254 HEMOROİD

Kayserili tren kompartımanındaki yol arkadaşına ikramda bulunuyormuş,

– Pastırma buyrun.

– Teşekkür ederim, benim hemoroidim var.

– Ossun, onu da sonra yirsiniz.

255. TELGRAF

Salomon mal satmaya başka bir şehire gitmiş. İyi bir satış yapmış. Raşel’e telgrafla bildirecek, “İyi fiyata sattım, öpücükler, Salomon” diye başlamış. telgraf parasını düşünce önce iyi’yi, sonra fiyatı, derken sattım’ı çıkarmış. Öpücükler yeter demiş. Sonra, ne olacak Raşel’i gidince öperim diye düşünmüş ve telgraftan vazgeçmiş.

256. UZMAN DOKTOR

Doktor hastasına sormuş:

– Verdiğim haplar iyi geldi mi?

– Çok iyi doktor bey, Allah razı olsun, epeyi oldu niye şimdi sordunuz?

– Ben de aynı hastalığa yakalandım da.

257. KEKEME

Fırından gelen buram buram susam kokusuna dayanamayıp fırına simit almaya giren kekeme

– Si si si si si, sittiret, ekmek ver, deyivermiş.

258 DÜRBÜN GİBİ

Arkadan çarpan araba davasında, şahidin çok ihtiyar olduğu için uzağı göremeyeceği söyleniyormuş.

Avukat mahkemede ayağa kalkmış ve ihtiyar şahide sormuş.

– Pencereden güneşi görüyor musun?

– Evet.

– Gördünüz mü Hakim Bey, yüz seksen milyon kilometre ötedeki güneşi gören insan, on beş metre uzaktaki olayı mı göremeyecek?

259. İYİ SATICI

Adam arabasını satıyormuş. Anlaşmaya vardıktan sonra alıcı,

– Siz dünyanın en iyi satıcısınız, demiş.

– Yoo, ikincisi, demiş. Birincisi bana bu arabayı yutturandı.

260. BUNAKLAR

İki yaşlı konuşuyorlarmış:

– Bir şey istedim, evet mi, hayır mı?

– Ben birine hayır dedim ama kime?