281. KİM SÖYLER?
İki arkadaş meyhanede içiyorlardı.
– Sen eve geç gittiğin zaman karına ne söylersin?
– Bilmem, geciktiğim zaman ben birşey söylemem, o seyler.
282. ONLA İKİ ARASI
Doktor akıl hastasına sorar,
– Neden çölü onla iki arasında geçemezsin?
– Çünkü ağaçtan filler düşer.
– Peki başka konuya geçelim, timsahlar neden yassıdır?
– Çünkü onla iki arası çölü geçmeye çalışmışlardır da ondan.
283. HACIYATMAZ
Din değiştirip Müslüman olan balıkçı bir fırtınaya tutulmuş.
– Bu fırtınayı atlatırsam kilisede geminin yüzeyi kadar mum yakacağım diye dua ediyormuş. Oğlu,
– Bu kadar büyük mumu nereden bulacaksın deyince,
– Sen karışma, demiş, karaya çıkınca yine Müslüman olurum.
284. SESSİZLİK
Makam şoförü, yanında oturan korumaya eğilip alçak sesle sormuş:
– Nereye gidiyoruz?
Koruma yine alçak sesle özel kalem müdürne aynı soruyu sormuş. Müdür de aynı alçak sesle,
– Nereye gidiyoruz sayın bakanım, demiş.
Bakan alçak sesle,
– Eve, demiş. Aynı şekilde Özel Kalem Müdürü, korumaya, koruma da şoföre,
– Eve, demişler.
Bir müddet sonra şoför yine alçak sesle,
– Evet yaklaşıyoruz, demiş. Koruma, özel kalem müdürüne, o da bakana. Sonra bakan merak etip sokmuş.
– Niye alçak sesle konuşuyorsunuz?
Özel kalem müdürü korumaya, koruma da şoföre aynı soruyu sormuş.
Şoför,
– Terli terli soğuk su içtim, sesim kısıldı, demiş.
285. BOYALI EŞŞEK
Kayseriliye sorarlar;
– Bir eşeği boyamak için kaç kilo boya gider.
– Senin cüssede biri için üç kilo yeter!
286. TERCİH
Delikanlı kız arkadaşına,
– İş çıkışı arabamla seni evine bırakayım, demiş.
Kız,
– Yoo, olmaz bu akşam çok yorgunum. Yürümeyi tercih ederim, diye yanıtlamış.
287. DELİSİN
– Niye akıl hastanesindesin?
– Ben herkesin deli olduğnu söyledim, herkes de bana deli dedi.
– Eee?
– Çoğunluğun söylediğikabul edildi.
288. KAHVECİ GÜZELİ
İngiliz Lord bir yazlık malikane kiralamış. Sabah kahvaltısında kahya sormuş,
– Kahvenizi nasıl istersiniz?
– Benim kahvem sıcak ve şikerli olmalı ve tatlı bir kadına benzemeli.
Kahya sorar:
– Siyah mı beyaz mı?
289. SÜTÜN ÖLÜMÜ
İki dolu süt şişesi evin kapısının önünde duruyor. Biri hyatından memnun, havanın güzelliğinden bahsediyor. Diğerinden ses çıkmayınca,
– Ne oldu, neyin var, diye soruyor.
– Sorma, ekşidim.
290. PERİŞAN EV
Evin beyi evi perişan halde bulur. Etraf darmadağınık, kirli çamaşırlar ortada, yemek masası kirli tbaklarla dolu.
– Ne bu hal, diye sorar.
– Kadın;
– Her akşam bana bütün gün ne yaptın diye sorardın, bugün birşey yapmadım. Neler yapmadığımı göremem için.
Leave a Reply