381. TEKSAS TRENİ
Teksaslı ve İskoç bir barda konuşuyormuş.
– İskoçya fena bir memleket sayılmız ama Teksas’la mukayese edilemez.
İskoçyalı sormuş,
– Nedenmiş o?
– Teksas’ta pazartesi sabahı bir trene bindin mi kahvaltını eder, öğle ve akşam yemeğini yer, gece yatarsın. Salı kalktığında yine aynı trendesin. Salı günü geçer, çarşamba sabahı kalktığında hâlâ aynı trenle yol alıyor olursun.
İskoç cevabı yapıştırmış.
– Ne var bunda, bizde de yavaş trenler var.
382. JAPON MUCİZESİ
Amerikalı kadın bir japonla çıkıyor. yemekten sonra eve gelip sevişiyorlar. Seviştikten sonra Japon müsaade esteyip yatağın altına giriyor. Biraz sonra çıkıyor, bir iki nefes açıcı jimnastik hareketi yaptıktan sonra bir kez daha sevişiyor. Sonra tekrar yatağın altına, tekrar… On beş kez tekrarlandıktan sonra, kadın orada nasıl enerji kazandığını merak edip yatağın altına bakıyor ki lat taraf Japon dolu.
383. ALLAHTAN
Yeni işe giren şef, verdiği talimatın yerine getirilmemesine içerleyip telefonla fırça çekmiş.
– Tembel herif, sana kaç kere söylemem gerekiyor?
– Terbiyesiz herif, sen kimle konuştuğunu biliyor musun. Ben genel müdürüm.
– Siz kimle konuştuğunzu biliyor musunuz?
– Hayır.
Şef telefonu kapatıp bir “oh” çekmiş.
384. TÜKÜRÜĞE CEZA
Papazı kilisede bir hanımla sevişirken yakalarlar;
– Tüü, kilisede sevişmeye utanmıyor musun peder, diye yüzüne tükürürler.
385. MÜKERRER FIKRA
Mehmet suç işlemiş, hakim kararı veriyor.
– Türk Cez Kanunu’nun iki yüz kırk dördüncü maddesi, ikinci fıkrasına göre… derken Mehmet atılıyor, hakimin sözünü kesiyor.
– Ben bu fıkrayı biliyorum, başkasına anlat.
386. BENZETME
Mehmet yoldan geçen bir adamı birine benzetmiş.
– Hemşerim Ahmet, görmeyeli ne kadar değişmişsin.
– Benim adım ali, Ahmet değil.
– Demek adını da değiştirdin.
387. GÖNÜLLÜ
Uçak havada arızalanır. İlk önce bagajları, sonra yakıtını atar, uçağın tabanı düşmüştür. Bir zadaha hafifletmek için teker teker yolcular ellerini bırakıp atmaktadırlar. Sıranın kendisine geldiğini sezen Kayserili Hasan,
– Ben gönüllü atlarım ama önce alkış isterim, der.
388. KAKTÜS
Fransız, Alman ve Mehmet bir uçaktaymış. Alman demiş ki:
– Bizim lalelerimiz çok ünlüdür. Fransız demiş ki:
– Biz onla kıçımızı sileriz, bizim sümbüllerimiz çok ünlüdür.
Mehmet de demiş ki:
Biz onla kıçımızı sileriz, bizim kaktüslerimiz çok ünlüdür, sıkıysa kıçınızı silin!
389. ZENGİN VE APTAL
Bir delikanlı, kız arkadaşına sormuş.
Sırf paralı diye aptalın biriyle evlenir miydin?
– Duruma bağlı, ne kadar paran var.
390. İSHAL
İngiliz’in biri ishal olmuş, cırcır bir türlü durmuyor. Hastaneye yatırıyorlar. Ancak psikiyatri kiliniğine… İki gün sonra adama ishalinin ne durumda olduğunu soranlara,
– Kesilmedi ama alıştım, aldırmıyorum.
Leave a Reply