421_430

421. ANNEYE Mİ, BABAYA MI.

Eve getirdiğim kızları annem beğenmiyor.

– Anneme benzeyen bir kız bul, annem beğenir. Üç ay sonra:

– Aynen anneme benzer bir kız buldum.

– Ne oldu?

– Babam nefret etti.

422. HEYECANLI KİKÂYE

Güzel bir kadın günah çıkarmaya gelmiş.

– Erkek arkadaşımın öplesine izin verdim.

– Bu kadar mı?

– Bacaklarımı ellemesine, külodumu çıkarmasına izin verdim.

– Sonra ne oldu?

– Annem geldi.

– Hay Allah kahretsin.

423. MUHABBET TELLALI

Muhabbet tellalını çalıştırdığı üç fahişeyle yakalayıp mahkemeye çıkarmışlar, kızlardan biri,

– Ben sekreterim demiş.

Hakim,

– Daha önce de gelmiştin, seni tanıdım, demiş ve yalan söylediği için en ağır cezayı vermiş. İkinci kız da yalan söyleyince aynı cezayı almış. Üçüncü kız,

– Ben fahişeyim, evde iki çocuğum var, diye doğruyu konuşunca hakim onu affetmiş. Sıra bunları dikkatle izleyen tellala gelmiş.

– Yalan söylemeyeceğim, ben bir fahişeyim, demiş.

424. VİZİTE

Kocası hastalandığı için büyük para sakıntısına düşünce, kadın sonunda çalışmaya karar vermiş.

– Sokakta çalırışım, demiş ve kocasının itirazlarına aldırmayarak çıkmış. Akşam eve elli dolar ve on sent parayla dönmüş.

– Kim on sent verdi?

– Herkes.

425. AT TELEFONDA

Kıskanç kadın kocasının cebinde bir kartvizit bulmuş: “Nesligül 265 66 67” Kocasına bunun ne olduğunu sormuş. Adam,

– Nesligül bir yarış atıdır, deyince kadın özür dilemiş.

Bir kaç gün sonra kadın kocasına,

– Senin at biraz önce telefon etti.

426. SON TANGO

Delikanlının yüzü gözü mosmor, sebebini soranlara,

– Kız arkadaşımla tango yapıyorduk, babası geldi.

– Ne var bunda?

– Adam sağırmış.

427. ŞINGIR MINGIR

Küçüğün biri tatile sevgili papağanını da götürmek istemiş, trenlere hayvanla binmek yasak olduğundan papağanı kafesiyle bir tukuya koyup kutunun üzerine “Kırılacak Eşya” yazmayı akıl etmiş. Trende kondüktör paketi yoklamış, papağan içerden,

– Şıngır mıngır, şıngır mıngır!

428. PATİKLERİNDEN

Büyük bir hastanede yeni doğan çocukları bir salonda yan yana karyolalarda toplamışlar. Çocuklar yalnız kalınca başlamışlar kendi aralarında konuşmaya. Yeni doğmuş bir oğlan bebek, yeni doğmuş bir kız bebeğe sormuş,

– Adın ne senin?

– Bilmem, ben yeni doğdum.

– Kız mısın, oğlan mısın?

– Bilmem, ben yeni doğdum.

– Kaldır bakiim bacaklarını, Hımm, sen kızsın.

– Nereden bildin?

– Kırmızı patiklerinden.

429. KEKEME OKULU

İki arkadaş uzun bir aradan sonra yolda karşılaşmışlar. Çocuklardan biri kekemeymiş.

– Nasılsın Osman?

– İiii yi yim.

– N’apıyorsun?

– S s ssağol, ooo okula ggg gidiyorum.

– Ne okuluna gidiyorsun?

– Kkkk kekeme oo okuluna ggg idiyorum.

– Ne güzel kekeliyorsun işte, ne lüzum var kekeme okuluna?

430. YAVRU FARE

Ana fare, baba fare ve yavru fare bir derenin kıyısına gelmişler. Yüzme bilmiyorlarmış. Ne yapsınlar, yüzerek yanlarına yaklaşan bir odun parçasına binip kuyruklarıyla kürek çekerek karşı kıyıya geçmişler. Kıyıya çıkınca yavru fare sevinçle bağırmış,

Yaşasın, dördümüz de nasıl geçiverdik?

Peki, niçin öyle demiş yavru fare? Yavru fareler sayı saymayı bilmezler de ondan!


Posted

in

by

Tags:

Comments

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *