431. NABUKADNAZAR

Uykucu küçüğün biri, gece gündüz uyuduğu yetmezmiş gibi derste de uyurmuş. Bir gün öğretmeni onu uyurken yakalamış ve aniden sormuş.

– Söyle bakalım uykucu tembel, Asurlular’ı kim devirdi?

– Vallahi ben devirmedim, demiş mahmur ve şaşkın çocuk.

Öğretmen çok kızmış, sınıftan kovmuş ve babasını çağırtmış.

– Senin çocuğun uykucu ve tembel, demiş. Bugün bak ne yumurtladı. asurlular’ı kim devirdi dedim, vallahi ben devirmedim, dedi.

Çocuğun babası mahçup,

– Öğretmen Hanım, bir türlü yalandan vazgeçiremedik onu.

432. İSKOÇ DERSİ

Çocuğuna özel ders aldırmak isteyen İskoç ilk dersin ücretinin daha yüksek olduğunu öğrenince sorar,

– Peki ikinci dersten  başlasak olmaz mı?

433. KIRKAYAK

Kamlumbağa ve tavşan takımlarının maçında ilk yarıyı tavşanlar 11 – 0    önde tamamlamış. İkinci yarıda kırkayak kaplumbağaların santrforu olarak sahaya çıkmış. Kaplumbağalar maçı 40 – 11 almışlar. Maçtan sonra gazeteci saksağan, kaptanbağaya sormuş,

– İlk yarı aklınız neredeydi?

– İlk yarıda bizim kırkayak ayakkabılarını ancak bağlayabildi!

434. ÜÇÜNCÜ

Eskiden trenler sınıf sınıftı. Trende ikinci mevkide oturan çocuğa, şişman kondoktör kontrol sırasında biletinin üçüncü mevki olduğunu, gidip üçüncü mevki koltuklardan birinde oturmasını söylemiş. Çocuk ne bilsin üçüncü mevki nedir. Vagonun koridorunda dolaşıp aranırken kondüktörlere ayrılmış bir kompartmanın açık kapısından içeri bakmış. O sırada kocabir somun ekmek yiyen şişman kondoktöre sormuş,

– Üçüncü mü acaba?

Kızgın şişman kondoktör,

– Üçüncü, ama bundan sana ne?

435. AZRAİL

Gökdelenin ta tepesinden pat diye biri yere düşmüş ve ölmüş. Orada hamburger satmakta olan bir ihtiyar Hintli yumruklarını göğe kaldırıp,

– Yeter be azrail bugün kandırıp aşağıya atlattığın yedinci kişi bu, diye bağırmış.

Azrail önce kendisi atlıyormuş. Ona bir şey olmadığını görüp etkilen bazı Amerikalılar da onun gibi ta tepeden atlamayı denemeye kalkıyorlarmış.

436. BÜYÜK BEBEK

Adamın biri misafir kaldığı evde boş oda olmamasından dolayı bebek odasında yatırılmış. Gece çok sıkışan odam, tuvaletin önünde evin koca kurt köpeğinin yattığını görünce odaya geri dönmüş ve çaresiz bebeğin kundağını açmış, alt tarafta bir yere kakasını yapıvermiş. Ertesi gün bebeği pislik içinde bulan anne baba telaşlanarak doktor çağırmış, durumu anlayan doktor,

– Çocuğunuzun birşeyi yok ama evinize gelen misafiri bebek odasında yatırır, kurt köpeğini de tuvalet kapısında uyutursanız, sizin bebek hep hastalanır.

437. FİL HİKÂYESİ

Yaşlılığı nedeniyle çok ucuza satılan bir fili satın alan uyanık adamlardan biri, bir çadır kurmuş ve önüne şöyle bir tabela asmış:

“Kim bu filin dört ayağını birden hoplatırsa on milyon kazanacak. Denemesi yüz bin lira.”

Çok deneyin olmuş ama kimse başaramamış. Bir gün bir çocuk gelmiş, içeri girmiş ve avucuna sakladığı hapşırık tozunu filin hortumuna tutmuş. Fil hapşırırken hop hop hoplamaya başlamış. Çocuk paraları almış, gitmiş. Herkes aynı yöntemi denemeye kalkınca iflas gözüktüğünden adam bu kez başka bir tabela yazmış.

“Kim filin başını önce aşağı yukarı, sonra sağa sola sallatırsa on milyon, denemesi yüz bin.”

Yine deneyenler olmuş ama kimse becerememiş. O çocuk tekrar gelmiş, içeri girmiş, filin yanına yaklaşmış, beni tanıdın mı, der gibi kendini göstermiş. Fil kafasını yukarı aşağı hareket ettirmiş. Çocuk elindeki hapşırık tozunu file gösterince de fil başını sağa sola sallamaya başlamış.

438. BİZ BU DEVEYLE

Sahradaki Fransız lejyonuna genç bir albay gelmiş. Uzun bir sıkıcı süre sünra, emrindeki çavuşlardan birine,

– Yahu, demiş, buradaki temel ihtiyaçlarınızı nasıl karşılıyorsunuz.

Uyanık çavuş yapıştırmış,

– Develeri kullanıyoruz albayım.

Albay, olur mu öyle şey, filan diye gevelemiş. Ama bir süre rüyasında develeri dansederken görmeye başlamış. Bir gün bir deveyi zorla çadırına sokmaya çalışırken çavuş koşarak gelmiş,

– Ne yapıyorsunuz, albayım?

– Sen dememiş miydin develeri kullanıyoruz diye?

– Evet, ama öyle değil, biz develere binip Cezayir’deki randevu evlerine gidiyoruz.

439. MUSSOLİNİ’NİN RENGİ

Mussolini bir gün adamlarına Fransız komutanların neden kırmızı gömlek giydiklerini sorunca, savaşta yaralanırsa askerlerinin morali bozulmasın diye, cevabını alır ve hemen şu emri verir,

– Çabuk bana kahverengi bir pantolon diktirin!

440. ÇOCUK ZEKÂSI

Küçük çocuğa öğretmeni rakamları öğretiyor:

– Başımda bir tane olarak ne var?

– Burun.

– Peki iki tane ne var?

– Göz.

– (Saçlarını karıştırarak) Peki çok sayıda olan ne var?

– Bit.