471. GAZZZ

– Oğlum, fazla kuru fasülye yiyorsun, gaz yapar, rahatsız olursun, fazla yeme olur mu oğlum,

– Peki, baBIRT

472. BU SEFER

– Baba, buralarda çok dikkatli gezinmelisin, çukurlar, uçurumlar dolu.

– Peki, oğluuuuuuuuuuuuuum…

473. DEDİSİ TORUNUNA

– Yine paltosuz kaşkolsuz sokağa çıkmışsın, üşüyüp hasta olacaksın, hadi dönüp paltonu giy, kızım.

– Peki, de de de de de.

474. ELLE MUAYENE

Hastaneye giden Alman’a, asistan bir parmak muayenesi yapar, bir şey anlamaz, baş asistana gönderir. O da iki parmak muayenesiyle bir şey anlamayınca doçente gönderir. Doçent yumruk muayenesine girişince hasta,

– Siz bir netice alacağa benziyorsunuz, çünkü şikayetim boğazımdan.

475. ZİFT

Paşanın biri kahyasına kayığının ziftlenmesini emreder. İş bittikten sonra yüklü bir faturayla karşılanıca hayretle sorar,

– Bu ne kadar zift parası kahya?

– Paşam ben ziftlendim, sandalcı ziftlendi, bahçıvan ziftlendi, uşak ziftlendi, o arada kayık da ziftlendi.

476. SAPI BİZDEN

Ormanda ağaçlar dile gelmiş, kendilerini kesen baltaya ne payacaklarını konuşuyorlar. İçlerinden yaşlı ağaç,

– Peki ama sapı bizden, ona ne yapacağız?

477. KÖR ŞEYTAN

Adamın biri yolda yürürken önündeki taşı görmeyerek nasırını çarpar, can havliyle bağırır,

– Hay kör şeytan!

Tesadüfen oradan geçmekte olan şeytan dile gelir,

– Sen önünü görmeyip, taşa çarpıyorsun, kör olmuyorsun da, ben niye durduğum yerde kör oluyorum?

478. BİLARDO

Restorana gelen müşteri menünün sonundaki 15 dolarlık “Bilardo”dan sipariş eder. Müşteriye bir şaka yapmak isteyen garson bir bardağa işer ve getirir. Müşteri içer ve bir tane daha ister. Garson yine bardağa işer, ama bu kez tam dolduramaz. Bir arkadaşından yardım ister, yarısını da o doldurur. Müşteri onu da içip bir tane daha isteyince garson biraz işer, gerisini de su doldurur. Müşteri bunu da dikdikten sonra hesabı ister. 45 dolarlık hesap gelince öfkeli müşteri,

– Beni kandırdığını mı sınıyorsun? İlk getirdiğin iyiydi, ikincisi karışıktı. Üçüncüsüne ise su karıştırmıştın, der.

479. ARSIZ PAPAĞAN

Aile tatile çıkacak, bavul hazırlıyorlar. Gürültü yapmasın diye arsız papağanlarının kafesinin üstüne örtü örtmüşler. Kadın bavulu bir türlü kapatamıyor.

– Kocacım kapatamıyorum, ben üstüne çıkayım, sen kapat.

– Olmadı, sen çık ben kapatayım.

– En iyisi ikimiz birden üstüne çıkıp bastıralım. Derken papağan feryadı basıyor,

– Bu usulü bilmiyorum, n’olur örtüyü alın, ben de göreyim.

480. DELİYİM

Akıl hastanesinin önünde adamın birinin arabasının tekerleği farlar gider. Adam iner ve tamire koyulur. Stepneyi çıkarır ama bijon yoktur. Ne yapayım diye düşünürken akıl hastanesi binasının penceresinden izlemekte olan bir deli bağırır,

– Bak her tekerlekte dört bijon var, birer bijon al, üç bijonla stepneyi tak.

Adam hayretler içinde sorar,

– Yahu sen böyle bir şeyi nasıl düşünebildin?

– Ben deliyim, aptal değilim.