Bulguların sıklığı
Bulguların sıklığı
Sıklığı saptamak amacıyla başta göğüste yanma veya ağıza acı-ekşi su gelmesi sıklığını hedef alan çalışmalar yapılmıştır. Hastalık tanımı olarak haftada bir veya daha sık yakınma olması amaçlanmıştır. Sorgulanan 500-3000 kişilik topluluklarda her 5 erişkinden birisinde hastalığın bulunduğu belirtilmektedir. Bu nedenle hastalık gelişmiş ülkelerde tıbbın en yaygın kronik (müzmin) hastalıklarından birisi olarak kabul edilmektedir. Bu cümledeki iddianın büyüklüğüne lütfen dikkat ediniz! Binlerce hastalık içerisinde reflünün tıbbın en yaygın hastalığı olduğunun iddia edilmesi, önemini ve yaygınlığını göstermektedir.
Ülkemizdeki sıklığı nedir?
İzmir’de yaptığımız bir çalışmada hastalığa erişkinlerde %20 oranında rastlandığını ortaya koyduk. Bu yurt dışındaki çalışmalarda çıkan sonuçlara eşit bir orandır. bu sonuçtan yola çıkarak reflüyü Türk Tıbbının en yaygın (en azından en yaygınlarından) müzmin hastalığı olarak kabul edebiliriz. Bu sonuçlardan yola çıkarak ülkemizde 8-9 milyon kişinin reflü hastalığı olması beklenir. O zaman bol reçete edilen ve iyi bilinen bir hastalık olduğu akla gelebilir.
Ancak ne yazık ki gerçek böyle değildir; önce reçete oranları ile başlayalım. Batı ülkelerinde üst sindirim sistemi yakınması ile doktora başvuran olguların en az yarısının reflü hastalığı tanısı aldığı bilinmektedir. Ülkemizde ise 1998 yılında tüm üst sindirim sistemini (yemek borusu, mide ve onikiparmak bağırsağı) ilgilendiren reçetelerin sadece %1.8’i reflü hastalığı için yazılmıştı ki bu toplumdaki yaygınlığının %0.1 civarında olduğu sonucunu doğurur; yani reçete tanıları olarak bakıldığında çok nadirdir! Üstelik Batı ülkelerinde (ABD, İskandinav ülkeleri, İngiltere vs.) hastalık sıklığının gittikçe arttığı vurgulanırken ülkemizde son 5 yılın reçete rakamlarında çok küçük bir kıpırdanma dışında değişme yoktur. Yukarıda ülkemizde her 5 erişkinin birinde hastalık bulunduğunu belirtmiştik. Hekimlerin reçeteleri ile bilimsel rakamlar arasındaki bu çelişki nasıl açıklanabilir?
Hasta boyutu
Halkımızın bu hastalığa ait bilgisinin hemen hemen hiç olmayışı hekimi yanıltmaktadır. Reflü kelimesini bu satırları okuyanların kaç tanesi duymuştur? 560 kişiyi kapsayan bir çalışmada “reflü hastalığını duydunuz mu, duydunuzsa nedir?” sorusunu katılanların sadece %0.2’si doğru yanıt vermiştir. Buna karşın %50’si gastriti duymuş ve ek olarak bunun mideyle ilgili bir hastalık olduğunu belirtmiştir. Yine reflü internet sayfamızı henüz hastalarımıza duyurmadığımız dönemde, internet kullanıcısı yani sosyo kültürel düzeyi yüksek olan ve sayfamızı inceleyen kişilere de aynı soru sorulmuştu; “reflü hastalığını duydunuz mu?”
O grubun dahi %60’ı hiç duymamıştı! Yani internet kullanıp sayfamızı bulan bu topluluk da konudan haberli sayılamazdı.
Hastalık neden bilinmiyor? Yabancı dillerin çoğunda hastalığı tanımlayan popüler kelimeler varken (İngilizcede “heartburn”) Türkçede bu anlama gelen kelime yoktur. Sonuçta reflü hastalığı nedeniyle hekime başvuran hastalar hastalıklarını bildikleri en yakın kelimelerle ifade etmektedirler: “Gastritim var” veya “midem yanıyor” gibi… Bazı bölgelerimizde hastalık “kursak yanması” gibi deyimlerle de ifade edilmektedir. İlginçtir ki reflü kelimesinin dillerinde bulunmadığı Malezya, Çin gibi ülkelerde de hastalık sıklığı düşük olarak bildirilmektedir.
Reflü gerek hekimler gerekse hastalar tarafından daha iyi tanınması ve ciddi olarak ele alınması gereken bir hastalıktır.
Hekim boyutu
Hekimler genellikle reflü hastalığının ender olduğu kanısındadır. Reflü bir hastalık değil de yakınma olarak değerlendirilebilmektedir. Ayrıca hastaların “gastrit, mide yanması” gibi tanımlamaları doğrultusunda problemin mide kökenli olduğu düşünülerek yanlış tanı koyulabilmektedir.
Doktorların reflü tanısında hastaların şikayetlerini göz önünde bulundurarak çok yönlü düşünmeleri çabuk sonuca ulaşılmasını sağlayacaktır.