Places You Need To Visit When Travelling To Turkey

Places You Need To Visit When Travelling To Turkey

Unifi Package Malaysia

It is enthralling, intriguing, and awe-inspiring; the more you talk about Turkey, the more difficult it becomes to describe the city’s magnificence. When we talk about Turkey’s 10,000 years of human civilization, we’re not simply talking about a statistic. There are many attractions to visit in Turkey, including some of the most stunning landscapes, a handful of historical sites, magnificent mosques, and one of the world’s seven wonders. It has a culture that has aged like fine wine, natural beauty that has been enhanced with time, and historical monuments that demonstrate continuous evolution from traditional to modern architecture, all of which coexist on the same patch of ground under the sun. A trip to Turkey would be incomplete if you did not visit the following noteworthy spots in Turkey.

Internet In Turkey

Unifi Package Malaysia

However, before we go over the areas in Turkey that you should visit, it’s necessary to go over how you may stay connected to the internet. If you’re visiting Turkey and want to be able to access The internet, so you can document your holiday on Instagram, keep in contact with loved ones on WhatsApp, or use Google Maps to find that location they mentioned, here are your alternatives. Buying a SIM card for Turkey is the greatest option for getting internet in Turkey, both because it is considerably less than paying for roaming and because it is so simple to use.

Unifi Package Malaysia is also available, which includes roaming and high-speed internet. Fortunately, Turkey has a lot of Wi-Fi hotspots. It is especially prevalent at restaurants, cafés, hotels, and shopping malls, where it is used as a perk to encourage customers to visit the establishment, buy a snack, coffee, or simply a bottle of water in order to obtain the desired passcode. This is a viable alternative for having internet access throughout your holiday to Turkey, but bear in mind that you will only be online for the duration of your stay.

Places To Visit In Turkey

Unifi Package Malaysia

There are several sites to visit in Turkey to ensure that you enjoy a once-in-a-lifetime experience. Turkish baths and history are the country’s most well-known features. There are a surprising number of Greek and Roman remains strewn around the region. There are also some of Europe’s top sailing sites. Because Turkey lies a little off the usual road, its magnificent beaches are less crowded. Furthermore, Turkey has been known for its use of colour in patterns and prints, which has become ingrained in the country’s culture. The colours of Turkey may be seen in local marketplaces such as the Grand Bazaar, where you can find gorgeous lanterns, pottery, and textiles.

Cappadocia: Witness Its Magnificence

Unifi Package Malaysia

Cappadocia, located in Turkey’s Central Anatolia area, is among the most popular places to visit in Turkey for lovers. The viewers’ breath is taken away by the location’s hills and rock formations. Cappadocia, home to one of the most prominent UNESCO World Heritage Sites, Gerome National Park, has a romantic and loving vibe. The region’s varied and distinctive past, as well as various natural wonders, have earned this destination a place on many visitors’ and adventurers’ bucket lists.

Troy’s Archaeological Site: A Journey Through Time

Unifi Package Malaysia

At first look, the remnants of Troy appear to be nothing more than a jumble of wreckage and concrete. When you stride over it, though, the earth beneath your feet has had great importance in the past. Many an artist and literary dignitaries have found inspiration in the same soil that spawned brave heroes. History aficionados will delight in touching and feeling the ruins of temples, altars, and other structures that bear witness to a bygone age. It is one of Turkey’s most popular tourist destinations.

Ephesus Ruins: Take a Tour of the Ruins

Unifi Package Malaysia

The remains of the former Greek city of Ephesus, which were erected in the 10th century BC, are Turkey’s most historical site. The ruins of the city, as well as the Temple of Artemis, which was once one of the Seven Wonders of the World, have long-drawn large crowds. The Library of Celsus is another prominent Ephesus attraction that draws visitors from all over the world. The ruins of this illustrious Greek city, which has stood strong through generations and centuries as a testimony to the rise and fall of empires, provide a glimpse into the previous splendour. This is a great place to go if you want to go deep into the history of Ephesus.

Take A Hot Bath At Pamukkale Thermal Pools

Unifi Package Malaysia

Pamukkale Thermal Pools are a spectacular and uncommon sight that will take your breath away. The white calcareous scenery is generated by limestone-laden thermal springs, resulting in a unique phenomenon of calcium deposits in the form of craters, stalactites, and cataracts. It’s a wonderfully stunning sight to look out over the broad white countryside with turquoise springs developed in different levels and the blue sky above. The springs are infused with therapeutic water that may treat a variety of maladies including skin conditions, eye difficulties, rheumatism, and asthma, to name a few. This is one of Turkey’s most popular tourist destinations.

If you can read Turkish, check out our other blog posts in Turkish here.

İç Anadolu Bölgesi Uygarlıklar Beşiği

İç Anadolu Bölgesi Uygarlıklar Beşiği

İÇ ANADOLU BÖLGESİ UYGARLIKLAR BEŞİĞİ

Anadolu toprağı, yüzyıllardan beri süregelen medeniyetlerin sayısız izleri ile dolu. Hangi köşesine gitseniz bu bölgede hakimiyet kurmuş başka bir uygarlığın izleriyle karşılaşırsınız. Çatalhöyük’te M.Ö. 8000’li yıllara kadar uzanan tarihi kalıntılar, Alacahöyük’te Hititler’in başkenti Hatttuşaş’ın izleri, Konya’da Mevlana Türbesi’nde semazenlerin uhrevi dönüşleri, Eskişehir yakınlarında Frigyalı Kral Midas’ın mezarına kadar…

Anadolu platosu öyle coğrafyadır ki Büyük İskender’den Timurlenk’e kadar tarihin ünlü şahsiyetlerinin resmi geçidini sunar adeta. Orta Anadolu’da Hattilerden, Hititlere, Frigyalılardan Galatlara, Romalılardan Bizanslılara, Selçuklulardan Osmanlılara kadar sayısız medeniyetin izlerine tanık olursunuz. Bölgede yer alan tarihi izleri, dünyanın sayılı müzeleri arasında yer alan Ankara’daki Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde izlemek mümkündür. Bir başka kaçırılmaması gereken yer de Ankara’ya 200 km uzaklıktaki Boğazköy/ Alacahöyük Milli Parkı’dır.



ANKARA

Kentte yer alan Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin yanı sıra çok sayıda tarihi eser meraklıların ziyaretine açıkOrta Anadolu’nun kalbinde Türkiye devletine başkentlik yapan Ankara’nın tarihi, bugünkü modern görünüşüne rağmen Bronz çağındaki Hatti uygarlığına kadar uzanır.



Anadolu Medeniyetleri Müzesi
Müzede, Anadolu Arkeolojisi, Paleolitik çağdan başlayarak, Neolitik, Eski Tunç, Asur Ticaret Kolonileri, Hitit, Frig, Urartu dönemlerine ait, Karain, Çatalhöyük, Hacılar, Canhasan, Beyce Sultan, Alacahöyük, Kültepe, Acemhöyük, Boğazköy Gordion, Pazarlı, Altıntepe, Adilcevaz, Patnos kazılarından gelme çeşitli koleksiyonlar ve çeşitli dönemlere ait örnekler, Osmanlı Dönemi mekanlarında kronolojik bir sırayla sergileniyor.
M.Ö. I. binin ikinci yarısından başlayarak, Roma ve Bizans dönemlerine ait altın, gümüş, cam, mermer, bronz eserler ile ilk kullanılan sikkeden başlayarak günümüze kadar olanları da içine alan sikke koleksiyonları, Müze’nin nadir kültür varlıklarını temsil ediyor.
Müze Tel : (+90-312) 324 31 60 – 312 62 48



Anıtkabir
Mustafa Kemal Atatürk’ün ebedî istirahatgâhının bulunduğu Anıtkabir, Rasattepe’ de yer alıyor. Mimarları Prof. Emin Onat ve Doç. Orhan Arda. 1944 yılında  yapımına başlanan anıt, 1953’te tamamlanmış. Anıtkabir kompleksi içindeki üniteler; İstiklâl Kulesi, Hürriyet Kulesi, Aslanlı Yol, Müdafaa-i Hukuk Kulesi, Mehmetçik Kulesi, Zafer Kulesi, Barış Kulesi, 23 Nisan Kulesi, Misak-ı Milli Kulesi, İnkılâp Kulesi, Zafer Kabartmaları, Mozole – Şeref Holü.

Augustus Tapınağı
Ulus’ta Hacı Bayram Cami bitişiğinde yer alıyor. M.Ö. II. yüzyılda Frigya Tanrıçası Men adına yapılmış olan tapınak zamanla yıkılmış. Bugün kalıntıları bulunan tapınak ise son Galat Hükümdarı Amintos’un oğlu Kral Pylamenes tarafından Roma İmparatoru Augustus  adına bir bağlılık nişanesi olmak üzere yaptırılmış. Bizanslılar zamanında çeşitli eklemeler yapılıp, pencereler açılarak kilise haline getirilmiş. Etrafı dört sütunla kuşatılmış dört duvar halinde.


Ankara KalesiAsırlardır kentin bekçiliğini yapan Ankara Kalesi kentin sembolü. Yapılış tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber ilk kez Romalılar tarafından yapıldığı fikri yaygın. Selçuklular  tarafından onartılıp genişletilmiş. Kurulduğu tepe yanında akan (Hatip Çayı) Bent deresinden 110 metre yüksekte. Kale, iç ve dış kale olmak üzere iki kısım. Yirmiden fazla kulesi var. Dış kale eski Ankara şehrini yürek biçiminde  çevirir. Dört katlı olan iç kale kısmen Ankara taşından kısmen de toplama (spoliyen) taşlarla yapılmış. İç kalenin iki büyük kapısı olup, birisi dış kapı, diğeri hisar kapı adını taşır. İç kaledeki kulelerin yüksekliği 14 ile 16 m. arasında değişiyor.

Kızılcahamam Milli Parkı
İç Anadolu coğrafyasında Kuzey Anadolu’nun gür ve ormanlık bölgelerine geçiş kuşağında yer alan Kızılcahamam Milli Parkı; iki ana vadiye açılan pek çok yan dere ve vadiler arası düzlüklerden meydana gelen jeomorfolojik bir yapıya sahip. Bu arazi yapısı üzerinde, doğal görünüşünü koruyan karaçam, sarıçam, meşe ve kavak ağaçlarından oluşan ve alt flora türleriyle zenginleşmiş bir orman dokusu bulunuyor.Yaban domuzu, ayı, kurt, tilki, geyik, sansar ve akbabalar sık görülebilen yaban hayvanları. Cafe, restoran gibi tesislerin yer aldığı parkta bungalowlarda da konaklayabilirsiniz.
Ankara’ya 78 km uzaklıkta.

Gölbaşı
Konya Yolu üzerinde Mogan Gölü’nün kıyısında yer alan Gölbaşı, Ankaralıların mesire yeri. Çevresinde plaj ve gazinoların yanı sıra restoran ve kahvelerde mevcut. Sıcak yaz aylarında deniz özlemini bir parça da olsa gideren bir gezi alanı olan Gölbaşı’nın kıyıları kayık gezileri için de elverişli. Ayrıca Gölbaşı’nda hava sporları etkinlikleri de düzenleniyor.
Ankara’nın 25 km güneybatısında yer alıyor.

Çubuk Barajı
Baraj çevresindeki ormanlık alan içinde gazinolar, piknik yerleri, yürüyüş alanları ve kır kahveleri bulunuyor. Motor gezileri içinde elverişli olan baraja belediye otobüsü ile gitmek mümkün.
Ankara’ya 12 kilometre uzaklıkta.

Tuz Gölü
Ankara’nın güneydoğusundaki Şereflikoçhisar’a yaklaşırken, batıya doğru parlayan ışık size Tuz Gölü’nün yaklaştığını bildirir. Tuz kristallerinin şiddetli beyazlığı ve parıltısı aldatıcı bir biçimde kar ve buz görüntüsünde. Tuz Gölü, Melendiz ırmağı, pek çok küçük akıntı ve yeraltı tuzlu su kaynaklarıyla besleniyor. Tuz Gölü, 1500 kilometrekarelik alanıyla Van Gölü’nden sonra Türkiye’nin ikinci büyük gölü. Göl çevresinde ülkenin değişik kısımlarından gelen insanların kurduğu pek çok yeni köy var. Gerçekten de tuzun berrak göl suyu altında gümüş gibi pırıldayan garip manzarasını görmek için gelmeye değer. Turist kafileleri göl kıyısında durduğu zaman hiç kimse tuzlu zeminde dolaşmaya dayanamaz. Eteklerine ve pantolonlarına sıçrayan suları hiçe sayarak bu doğaüstü beyaz dünyanın içinde yürüme hissinin tadını çıkarırlar. Ve sıçrayan sular kuruduğu zaman, geriye Tuz Gölü’nün kalıntısı olarak ince bir tuz tabakası kalır.



ESKİŞEHİR

Eskişehir, değişik kültürleri bünyesinde barındıran tarihi, doğal güzellikleri ve folkloru ile Türkiye’nin en önemli kültür, sanat, turizm ve sanayi merkezlerinden biri. Eskişehir’de (Doryleaum) ilk yerleşim M.Ö.3500 yıllarına dayanıyor. Lületaşı ve şifalı sularıyla tanınan kent, çok sayıda tarihi esere de ev sahipliği yapıyor. Eskişehir’e 90 km. uzaklıktaki Yazılıkaya Köyü bitişiğinde yer alan Frig Vadisi; Frig Krallığı, Lidya Krallığı ve Pers İmparatorluk dönemine ait çok sayıda kalıntı barındırıyor. Erken Tunç Çağlarında yerleşim görmüş olan Midas (Yazılıkaya) ise Friglerin dini merkezi olan önemli bir antik şehir. Hititlerden sonra Frig kenti olarak gelişen Yazılıkaya’da Frig kültürüne ait kale duvarları, yerleşim yerleri, kaya kabartmaları, kaya anıtları, su sarnıçları, sunak yerleri, karlıklar, kaya mezarları, basamaklı anıtlar, nişler, antik yollar olmak üzere 33 adet eser bulunuyor.



GordionYassıhöyük (Gordion) Frigya’nın başkenti ve Büyük İskender’in Asya’nın anahtarını elde etmek için Kör Düğümü kestiği yer. Burada Kral Midas’ın tümülüsünü ziyaret edebilirsiniz. Civarda, hala kazı çalışmaları devam eden Gordion antik kentinin kalıntıları ve küçük müze görülmeye değer yerler.

KÜTAHYA

Çini ve porselenleri dünyaca meşhur Kütahya, tarih boyunca pek çok ilke tanık olmuş. Dünyanın ilk antik borsası Çavdarhisar İlçesindeki Aizanoi’de kurulmuş, dünyadaki ilk toplu iş sözleşmesi 13 Temmuz 1766’da Kütahya’da imzalanmış, dünyadaki ilk ve tek çini müzesi yine Kütahya’da. Şehirin geçmişi M.Ö. 3000’li yıllara kadar uzanıyor. Kütahya’nın antik çağda ilk ev sahipleri Frigler. Friglerin ardından Roma, Bizans, Germiyanoğulları ve Osmanlı egemenliğine giren kentte bu uygarlıklardan günümüze kalan çok sayıda eser bulunuyor. Roma döneminde piskoposluk merkezi olan Kütahya’da bu döneme ait en önemli eser Aizanoi Antik Kenti. Zeus tapınakları içinde dünyada en iyi korunan tapınağın Aizanoi’de olduğunu belirtmekte fayda var. Ünlü gezgin Evliya Çelebi’de Kütahyalı.


Aizanoi Antik Kenti
Aizanoi’nin ismi Zeus’un Su Perisi Erato ile efsanevi kral Arkas’ın birleşmesinden meydana gelen Frigyalıların öncülü Azan isimli mitoloji kahramanından kaynaklanmakta. Aizanoi antik kenti Frigya’ya bağlı yaşayan Aizanitislerin ana yerleşmeleriydi.
Zeus Tapınağının çevresinde yapılan kazılarda M.Ö. 3000 yıllarına ait yerleşme tabakaları çıkmış. Ancak kesin kentleşme bulgularına 1. yüzyılın sonlarına doğru rastlanılmakta.
Roma İmparatorluğu döneminde, tahıl, şarap ve yün üretimi sayesinde zenginleşmiş. Erken Bizans döneminde (M.S.395) Piskoposluk merkezi iken 7.yüzyıl’dan itibaren önemini yitirmiş. Selçuklu döneminde Çavdar Tatarları tarafından üs olarak kullanılmış (13.yy), bu yüzden Çavdarhisar adını almış.
Kütahya’ya 57 km. uzaklıktaki Çavdarhisar İlçesinde.

Zeus Tapınağı
Tapınağın olduğu yer şehrin ana kutsal alanı ve Dünyadaki Tanrı Zeus adına yapılmış tapınakların en sağlamı. Tapınağın İmparator Hadrian döneminde yapıldığı duvardaki kitabeden anlaşılmakta. Tapınak 53 x 35 m. ölçülerindeki podyum üzerine yapılmış olup, kısan yanların her birinde 8, uzun yanlarında 15’er İyon Sütunu var.

AFYON

Adını şehrin güneyinde bulunan kaleden ve afyon bitkisinden alan şehir; doğası, zengin tarihi ve kaplıcalarıyla gün geçtikçe gelişen bir turizm potansiyeline sahip. Afyon’a gidenler şehrin dillere destan kaymağını, vişneli ekmek kadayıfını ve sucuğunu mutlaka tatmalı.

KONYA

İnsanlık tarihinin en eski yerleşim yerlerinden biri olan Konya, çok sayıda medeniyetin izini taşıyor. Sayısız tarihi, kültürel ve doğal zenginliğe sahip olan kent, tarih boyunca İpek Yolu’nun en önemli ticaret ve konaklama merkezlerinden birisi olmuş. Çok sayıda islam aliminin yetiştiği Konya, Türk-İslam mimarisinin sayısız örneğine de ev sahipliği yapıyor.



Mevlana Türbesi ve Dergahı
Türbenin temeli 1230 yılında, Mevlana’nın babası Sultan-ul Ulema Bahaeddin Veledin vasiyeti üzerine buraya gömülüp, üzerine basit bir türbe yapılmasıyla oluşmuş.Mevlana’nın ölümünden sonra ise Pervane Muiniddin ve karısı Gürcü Hatun tarafından buraya bir türbe yaptırılmış. Türbe daha sonra dini ve sosyal işlevli mimari eklemeler yapılarak günümüzdeki şekliyle bir Mevlevi dergahı haline getirilmiş. Müzede Mevlana ve diğer Mevlevilere ait veya çeşitli yollarla dergaha gelmiş değerli yazmalar, hat ve tezhip örnekleri, maden cam ve ahşap eserler ile Mevlevi musikisi enstrümanları, halı ve kilimler sergilenmekte. Mevlana’nın ölüm yıldönümlerinde, Şeb-i Aruz (Düğün Günü) olarak adlandırılan günlerde havuz etrafında sema töreni yapılıyor.

Meke Krater Gölü
Bir doğa harikası olan Meke Krater Gölü ve Gölde yaşayan Meke Kuşları, Acı Göl antik bir şehir kalıntısını içeren Çırayı Göl, Meyil Gölü Konya’nın doğal cennetleri. Gölde, iç içe iki krater gölünü barındırıyor. Sakarmeke, çamurcun, yeşilbaş, angıt, kızılbacak, uzunbacak, kızkuşu, kuyruksallayan, kuyrukkakan ve delice doğan gibi kuş türlerine ev sahipliği de yapan gölün oluşumu şöyle: Binlerce yıl önce volkanik patlama sonucu oluşan krater, zamanla suyla dolarak göle dönüşmüş. Daha sonra bir ikinci volkanik patlama meydana gelmiş ve gölün ortasındaki ikinci volkan konisi oluşmuş. Zamanla o da suyla dolarak ikinci bir göle dönüşmüş… Deniz seciyesinden 981 metre yükseklikteki Meke Gölü’nün ortasında bulunan ve su seviyesinden 50 metre yükseklikteki volkan konisindeki göl 25 metre derinlikte.
Konya’ya 101, Karapınar ilçe merkezine ise 8 kilometre uzaklıkta.Ü

Meram Bağları
Meram, Takkeli Dağların güneydoğu eteklerinde vadiye kurulmuş. Eski Meram Bağları, şehrin 5-6 km batısından başlayıp, Dere’ye ulaşan yeşil vadiye kadar uzanıyor. Bugün bu doku yapılaşma nedeniyle bozulmuş. Tarih boyunca suyu, havası ve bağları seyahatnamelere, divanlara geçmiş, ünü bütün Ortadoğu’yu ulaşmış bir mesire yeri. Bugün çevresi yeşil alanlarla kaplı Meram Bağları hala görülmeye değer.



KAYSERİ

Tarih boyunca Anadolu’nun önemli ticaret merkezlerinden biri olan Kayseri, 3917 m. yüksekliğindeki Erciyes Dağı eteklerinde kurulmuş, 6000 yıllık tarihiyle tarihin bir çok dönemine tanıklık etmiş bir şehir. Kültepe Ören Yeri, kale ve şehir surları, Ulu Camii, Güllük, Han, Hacıkılıç, Kurşunlu ve Kale camileri, Sultanhanı, Karatay, Kara Mustafa Paşa kervansarayları, Vezirhan ve bedesten şehrin görülmesi en önemli tarihi yapıları.



Çatalhöyük
Kayseri’nin birkaç kilometre doğusundaki Kültepe’de yapılan kazı çalışmaları sırasında gün ışığına çıkarılan ve Asur kolonilerine ait olduğu varsayılan yazılı tabletler, Anadolu’nun tarih-öncesine son veren ve yazılı tarihinin başlangıç noktası sayılan buluntuları oluşturmuş. Çatalhöyük’ün öyküsü yaklaşık 9000 yıl öncesine kadar gidiyor. Duvar resimlerinden bu bölgede Neolitik çağ boyunca aralıksız 800 yıl süren bir yerleşimin var olduğu tahmin ediliyor. İlk yerleşmelerden birisi olması nedeniyle, insanlık tarihi açısından büyük önem taşıyan Çatalhöyük’te yıllar süren kazılar sonunda ortaya insanlığın ilk barınma biçimleri, ev mimarisi ve toplumsal ritüellerine dair bir hazine çıkıyor. Ortaya çıkarılan ve genellikle 2 oda, depo, mutfak ve kilerden oluşan Çatalhöyük evleri bugün hala kullanılan evlere benzemekle kalmıyor, kullanılan kerpiç malzeme de aradan geçen binlerce yıla karşın neredeyse hala aynı.

Döner Kümbet
Selçuklu eserlerinin Kayseri’deki en güzel örneklerinden. Prenses Şah Cihan Hatun adına yapılmış olan bu kümbet, kendisine has özellikleriyle dikkati çeken bir eser.Çokgen şeklindeki kümbetin, her bir yüzüne çeşitli geometrik şekiller, efsanevi yaratıklar kabartma olarak yapılmış.



Kültepe
Kültepe ören yeri, yüksekliği 22 m. çapı 500 m.yi bulan bir höyük tepe ile onun etrafını çeviren Karum adı verilen aşağı şehirden ibaret. Yapılan kazılarda Kültepe’de, Asur, Genç Hitit, Roma-Pers ve Tabal Dönemlerine ait eserler ve bulgular elede edilmiş. Bu eserlerin en önemlileri Asur dilinde yazılmış çivi yazılı tabletleri. Tabletler Anadolu’nun en eski yazılı belgeleri.
Kayseri-Sivas karayolunun 20. kilometresinden ayrıldığınızda, yolun 2 km. kuzeyinde yer alıyor.

SİVAS

Gök Medrese
Yapıya taç kapı üzerinde yükselen tuğla örgülü iki minaresindeki mavi çinilerden dolayı Gök Medrese deniliyor. Anadolu Selçuklu Beyliği baş veziri ve “Hayrat Babası” (Ebu’l Hayrat) Sahip Ata Fahreddin Ali tarafından 1271 yılında devrin astronomi ilminin okutulduğu medrese olarak yapılmış. Plastik sanatın şaheserlerinden olan taç kapıdaki mermer malzeme nedeniyle ışık gölge sistemi belirgin. Ön cephede yer alan çeşme, pencere, berkitme kuleleri ve iki minaresi taç kapıya daha da önem kazandırmakta.

Sivas Kalesi’nin güneydoğusunda yer alıyor.

Çifte Minareli Medrese
Dikdörtgen planlı medresenin günümüzde sadece ön yüzü ve minareleri ayakta. İlhanlı veziri Sahip Şemseddin Mehmet Cüveyni tarafından 1271 yılında yaptırılmış. Anadolu’daki medreseler içinde en büyük portale sahip.

Hitit İzleri Boğazköy-Hattuşa/ÇORUM
Anadolu’da ilk organize devleti kuran Hititlerin başkenti olan Hattuşa’ın Anadolu arkeolojisinde önemli bir yeri var. Bugün Tarihi Milli Park olarak ilan edilen Boğazköy’de görülecek başlıca yerler; Aşağı Sevir’deki Büyük Mabedi, şehir surları ve üzerindeki anıtsal kapılar,Yukarı Sevir’de sayıları 31’e ulaşan tapınak, Krallık sarayı ve Büyük Kale. Frig Çağı’na ait en önemli yapılar ise Bastion ile Güney Kale. Ayrıca, Boğazköy’deki yerel müzede ören yerinin önemli buluntuları sergileniyor.

Yazılıkaya
Hitit İmparatorluk Dönemi’nin benzersiz bir kalıntısı olan Yazılıkaya Açıkhava Mabedi Boğazköy’ün 2 km kuzeydoğusunda yer alıyor. Kayaların doğal durumlarına uygun olarak düzenlenmiş olan büyük ve küçük galeri iki mekandan oluşmakta. Büyük galerinin sağ duvarında tanrıçalar, sol duvarında ise tanrı kabartmaları yer alıyor. Galerinin en büyük kabartması olan Kral IV. Tuthaliya’ nın kabartması doğu duvarında yer alıyor. Bu odada bahar bayramlarının kutlanışı tasvir ediliyor. Küçük galeriye giriş dar bir koridorla sağlanmakta. Burada sağa doğru ilerleyen 12 Tanrı, Meç Tanrısı ve IV. Tuthaliya kabartmaları bulunuyor.

Alacahöyük
Alaca İlçesi Höyük Köyü yerleşim alanı içerisinde yer alan Alacahöyük; görkemli sfenksli kapısı, ilginç mimarlık eserleri ve mahalli müzesiyle, Boğazköy ve Yazılıkaya’yı ziyaret edenler için aynı gün gezilebilecek önemli bir arkeolojik ören yeri.

Ihlara Vadisi

Ihlara Vadisi

IHLARA VADİSİ

Aksaray’a 40 km. uzaklıkta. Vadiye, Aksaray-Nevşehir karayolunun 11.km.’sinden sapılarak gidiliyor. Hasandağı’ndan çıkan bazalt ve andezit yoğunluklu lavların soğumasıyla ortaya çıkan çatlaklar ve çökmeler kanyonu oluşturmuş. Bu çatlaklardan yol bulan kanyonun bugünkü halini almasını sağlayan Melendiz çayına ilk çağlarda Kapadokya ırmağı anlamına gelen ‘Potamus Kapadukus’ denilmekteymiş. 14 km. uzunluğundaki Vadi Ihlara’dan başlıyor, Selime’de son buluyor. Vadinin yüksekliği yer yer 100 –150 m. Vadi boyunca kayalara oyulmuş sayısız barınaklar, mezarlar ve kiliseler bulunuyor. Bazı barınaklar ve kiliseler yeraltı şehirlerinde olduğu gibi birbirine tünellerle bağlantılı.
Ihlara Vadisi jeomorfolojik özelliklerinden dolayı keşiş ve rahipler için uygun bir inziva ve ibadet yeri olmuş. Ihlara Vadisi kiliselerindeki süslemeler 6.yüzyılda başlayarak 13. yüzyılın sonuna kadar devam etmiş.

Vadi boyunca yer alan kiliseler iki gruba ayrılabilir. Ihlara’ya yakın olan kiliselerin duvar resimleri Kapadokya sanatından uzak, doğu etkisi taşıyor. Belisırma yakınında yer alanlar, Bizans tipi duvar resimleri ile süslü.

Ihlara Bölgesi’nde  Bizans Dönemi’ ne ait bilinen kitabelerin sayısı oldukça az. Belisırma köyüne 500m. uzaklıktaki St. Georgios (Kırkdamaltı) Kilisesi’nde Selçuklu Sultanı II. Mesud  (1282 -1305) ve Bizans İmparatoru II.Andronikos’ un adlarını içeren 13. yüzyıla ait fresk üzerine yazılmış bir kitabe bulunuyor. Bu kitabe, bölgeyi ellerinde bulunduran Selçuklular’ın hoşgörülü yönetiminin varlığını kanıtlamakta.

Ihlara Vadisi’nde yer alan ve resimleri en iyi korunmuş olan kiliseler Ağaçaltı, Pürenliseki, Kokar, Yılanlı ve Kırkdamaltı Kiliseleri.

Ihlara Vadisi bir yerleşim yeri olmaktan çok bir dini merkez olarak ön plana çıkmış. Kayaların her iki yanına oyulmuş 100 kadar kilise, görenleri hayretler içinde bırakıyor. Bu kiliselerin çoğunun ikinci yüzyılda oyulduğu düşünülürse, nitelikleri daha iyi ortaya çıkar.

Dönemin din anlayışını tasvirleriyle ve mimarisiyle canlandıran, freskli veya fresksiz tek ve çift nefli kapalı veya açık Yunan haç planlı ve de şapel biçimli kayaya oyulmuş çok sayıda kilise, vadinin dik yamaçlarında sağlı sollu yer alarak ortadan akan Melendiz Çayı’nın sularıyla bütünleşmekte. Vadi, doğal yapısı itibarıyla 9. yüzyıldan itibaren keşişler ve rahipler tarafından çok uygun bir inziva ve ibadet yeri olarak, savaş döneminde ise gizlenme, korunma yeri olarak kullanılmış. Vadide yer alan kiliselerde Haz. İsa’nın doğumu, müjde, ziyaret, Mısır’a kaçış, son yemek gibi konuların işlendiği freskler bulunuyor.


Ihlara Vadisi, izole edilmiş konumu nedeniyle Hristiyan din adamları için mistik bir merkez ve gizlenme yeri olarak kullanılmış.


Melendiz çayı boyunca uzanan eski adı “Peristremma” olan 14 km. uzunluğundaki Ihlara Vadisi, 70-80 metre yüksekliğinde yer yer 40-50 metre genişliğinde bir kanyon.



AĞAÇALTI KİLİSESİ

Haç planlı, kubbeli haç kolları beşik tonozlu, üç apsisli bir kilise. Ana apsis ve güney yan apsis yıkılmış. Kiliseye giriş yıkık olan bu ana apsisten. Girişin tam karşısındaki duvarda yer alan St. Daniel tasviri nedeniyle bu adla da anılıyor. Beyaz zemin üzerine kırmızı, gri ve sarı renkler kullanılmış, kuzey haç kolu tonozu oldukça zengin bitkisel ve geometrik motiflerle süslenmiş.

Kilise İkonoklastik Dönem öncesine ya da 9.- 11. yüzyıllar arasına tarihlendiriliyor.



KOKAR KİLİSE

Tek nefli ve Beşik tonozlu olan kiliseye bugün yıkılmış olan apsisinden girilebiliyor. İhtiyaç nedeniyle kayanın iç kısımlarına doğru oyularak cenaze salonu nefe ilave edilmiş. Süslemelerin tonuna gri renk hakim. Oldukça iyi korunmuş olan tonozda büyükçe bir haç motifi var. Haç motifin ortasında yer alan kare çerçeve içindeki el motifi üçlü kutsama işareti. Çerçevesinde ise oldukça zengin dört alana ayrılmış geometrik bezemeler yer alıyor. Kilise 9.yüzyılın sonlarına tarihlendiriliyor.


Ağaçaltı Kilisesi kırmızı rengin hakim olduğu geometrik süslemeleri ile ünlü.

Maviyle yeşilin eşsiz birlikteliği MARMARİS

Maviyle yeşilin eşsiz birlikteliği MARMARİS

Maviyle yeşilin eşsiz birlikteliği MARMARİS

Herodot’un “Dünyanın en güzel göğüne sahip” olarak tanımladığı Marmaris, çam ormanlarıyla bezeli eşsiz bir turizm merkezi.


Marmaris, yılın 12 ayı yeşilin ve mavinin tüm tonlarını görebileceğiniz cennet bir belde. Uzun kıyı şeridindeki büyüklü küçüklü koyları, mavi turun en önemli çıkış noktalarından biri olması, antik kentlere yakınlığı, doğal güzellikleri, modern yat limanları ve her zevke uygun konaklama olanakları Marmaris’i  turizm merkezlerimiz arasında önemli bir yere oturtuyor. Kısa bir süre öncesine kadar sadece balıkçılık ve süngercilikle tanınan Marmaris, bugün ülkemizin en önemli turizm merkezlerinden.


Sedir Adası (Kleopatra Adası)

Marmaris’e 15 km uzaklıktaki Sedir Adası’na Çamlıköy’den motor seferleri düzenleniyor. Oolotik adı verilen kendine has kumu ve turkuvazdan laciverte uzanan benzersiz denizi adayı gerçekten özel kılıyor.
Kleopatra Adası diye de anılan Sedir Adası’nda, Roma çağından kalma Cedrae ören yeri bulunuyor. Surların kalıntıları çok uzaktan bile rahatça seçilebiliyor. Adanın kuzeybatı yanındaki küçük koyda, halk arasında Kleopatra’nın yüzdüğü rivayet edilen çok ilginç bir plaj var. Efsaneye göre bu küçük koy Kleopatra ile Mark Antonius’un denize girdikleri yer. Buradaki kumu, Antonius sevgilisi Kleopatra için Kuzey Afrika’dan gemilerle getirtmiş. Bu cins kumun bugün yalnızca Mısır’da görüldüğü rivayet ediliyor.


Marmaris Kalesi ve Arkeoloji Müzesi

Marmaris Arkeoloji Müzesi tarihi bir mekanda, Marmaris Kalesi’nde hizmet veriyor. Herodot, Marmaris’te ilk surların, M.Ö. 3000’de yapıldığını yazıyor. O dönemde bir Karya kenti olan Physkos (Marmaris), bugün olduğu gibi Ege Denizi ve Akdeniz arasında bir geçiş noktasıymış. Kentin limanı, Rodos ve Mısır’a açılan ticaret yollarıyla çağlar boyunca önemini korumuş.
M.Ö. 334 yılında, Marmaris’i işgal eden Büyük İskender’in stratejik öneminden ötürü kaleyi onarttığı biliniyor. Kalenin önemli bir kısmı, Birinci Dünya Savaşı sırasında, bir Fransız savaş gemisinin top atışları ile yıkılmış. Yakın zamana kadar içi Marmarisliler tarafından iskan edilen kalede, 18 konut, bir çeşme ve bir sarnıcın bulunduğu biliniyor.



Toplam yedi kapalı mekanı bulunuyor. Beşik tonozla örtülü olan kapalı mekânlardan ikisi arkeoloji salonu olarak düzenlenmiş. Bu salonlarda ve bahçede bölgeden toplanan taş eserler, Hellenistik, Roma ve Bizans çağlarına ait amforalar ile Knidos, Burgaz, Hisarönü kazılarında açığa çıkarılan pişmiş topraktan yapılmış kandiller, şişeler, çeşitli kaplar, cam eserler, ok uçları, sikkeler ve süs eşyaları sergileniyor. Etnografya salonunda ise, Osmanlı Dönemi sonuna tarihlenen günlük yaşamla ilgili dokuma, halı, kilim, mobilya, bakır mutfak eşyaları, silahlar ve süs eşyaları sergilenmekte. Diğer mekânlar sanat galerisi, büro ve depo olarak kullanılıyor.

Dalaman’da rafting

Rafting meraklıları için Dalaman Nehri bulunmaz bir fırsat. Dalaman’ın hareketli sularında size eşlik eden profesyoneller eşliğinde unutamayacağınız bir serüven yaşayabilirsiniz.

Sualtının büyülü dünyası

Marmaris’te tam 52 dalış noktası var. Çeşitli antik kalıntıların yer aldığı Marmaris’in mavi derinlikleri, dalış tutkunlarını mutlu edecek çeşitlilikler içeriyor.

Dış boğaz’da 33 metrede Rodos amfora kalıntıları, Kütük Burnu, Cennet Adası, Kadırga Feneri altındaki antik kırıklar başlıca dalış noktaları. Cennet Adası yamaçlarından yapacağınız duvar dalışında derinliğe dikkat etmelisiniz. Duvarın üstü, birbirinden güzel bitkileri barındırıyor. Ailece gidip çok keyifli bir dalış gerçekleştirebilirsiniz. Dalış sonrası aktiviteleri, deniz tutkunlarını memnun edecek düzeyde.



Tanrıların tercihi DATÇA

Üç tarafı denizle çevrili Datça, Antik çağın ünlü coğrafya bilgini Strabon’a, “Tanrı, sevdiği kulunun uzun ömürlü olmasını isterse, onu Datça’ya gönderir” dedirtecek kadar güzel bir belde.

Ege’nin en eski yerleşimlerinden biri olan Datça yarımadası, doğal güzelliklerine ek olarak hemen yakınındaki Knidos antik kentiyle tarih meraklılarının görmeden geçemeyecekleri bir belde. Datça’ya 28 kilometre uzaklıktaki Tekir Burnu’nda bulunan Knidos Antik kentindeki kalıntılar arasında 10 bin kişilik küçük tiyatro, 20 bin kişilik büyük tiyatro, Odeon, Apollon ile Venüs’e ait çeşitli mabedler bulunuyor.

Datça’nın her yerinden denize, tarihe ve doğaya yürüyerek ulaşabilirsiniz. Kumluk Plajı, Hastane Altı Plajı,Taşlık Plajı ve Şifalı Göl herhangi bir araca gereksinim duymadan gidebileceğiniz yerler. Datça merkeze 4 kilometre uzaklıktaki Kargı Koyu’nda denize girebilir, kumsalda mehtabı izleyebilirsiniz. Palamutbükü, Hayıtbükü, Aktur ve Ovabükü tertemiz denizi ve sakinliğiyle, yüzmeniz, kafanızı dinleyip, dinlenmeniz için birebir. Eski Datça ve Reşadiye’de görülmesi gereken yerler arasında.

Datça spor olanakları ile de tam bir cennet. Tüm su sporlarını yapabilirsiniz. Scuba diving için Türkiye’deki en uygun yerleşim birimlerinden biri. Merkezde birçok dalış kursu ve dalış malzemesi satan dükkan bulabilmeniz mümkün.

Knidos

Knidos, Datça yarımadasının en batı ucundaki Reşadiye Burnu üzerinde bulunuyor. Karayolu ile Datça’ya 35 kilometre mesafede. Denizyoluyla ulaşım turizm sezonu boyunca gezi tekneleri ve yatlarla yapılıyor. Kazılarda açığa çıkarılan buluntularla yerleşimin M.Ö. 14. ve 13. yüzyıla kadar uzandığı sanılıyor. Kent, M.S. 7. yüzyılda Arapların istilasına uğramış ve daha sonra meydana gelen büyük depremler nedeniyle tümden yok olmuş. Eski Knidos kenti, Datça iskelesinin hemen yanında kuruluydu. Bölgenin Pers hakimiyetinde olduğu sıralarda Knidoslular Datça ilçesi yakınındaki kentlerinden ayrılarak, yarımadanın en uç noktasında yeni bir Knidos kenti kurmuşlar. Üç kapıya sahip olan kent surları iyi korunmuş. Ancak kentin kuzeyindeki antik tiyatronun doğu kesimi tamamen yıkılmış. Knidos kenti ünlü heykeltraş Praxitales’e ait Afrodit heykeli ile de ünlü.



Kargı koyu

Merkeze 4 kilometre uzaklıkta küçük ve şirin bir koy. İri taneli kumu, temiz denizi ve henüz tahrip edilmemiş çevresi ile sakin bir tatil geçirmek isteyenler için ideal bir yer. Kargı koyunda konaklanabilecek çok sayıda pansiyon ve lokanta var.



Eski Datça

Küçük bir Akdeniz köyü. Sessiz sakin bir tatil geçirmek isteyenler için ideal bir yer. Üstünde acem borusu ve begonvil hevenkleri taşan yüksek bahçe duvarları arkasında saklı olan geleneksel evleriyle dikkat çekiyor. Bal rengi kesme taşlardan yapılan evlerden bazıları şık, sevimli restoranlara dönüştürülmüş.

Gökova Körfezi

Gökova Körfezi, Muğla’ya 25 km uzaklıkta. Körfezin manzarası, yeşil ve mavinin eşine az rastlanır güzellikteki birlikteliğini gözler önüne seriyor. Körfezdeki sayısız koy Mavi Yolculukların en gözde durakları arasında.



Datça kilimleri
Datça’da Marmaris ve Bodrum’a nazaran alışveriş olanağı daha az. Çok fazla seyyar satıcıya rastlayabilirsiniz. İskele Caddesi ve Turgut Özal Meydanı’ndaki mağazalardan alışveriş yapabilirsiniz. Özellikle badem, zeytinyağı gibi yöreye özgü yiyeceklerle birlikte, yine yöreye özgü motifler taşıyan el işi eşyalar bulabilirsiniz. Elde dokunan halı, kilim ve el işi oyaları çok ünlü. Sokak satıcılarından takılar, gümüş ve hediyelik eşyalar satın alabilirsiniz. En fazla rağbet gören hediyelik eşyası Afrodit heykelciği ise, yakınlarınız için iyi bir hediye olabilir.

Lezzet üçlüsü: Badem, balık, zeytinyağı
Datça’nın, deniz ürünleri ağırlıklı mutfağında, Akdeniz ve Ege’nin başta çipura, levrek ve barbun olmak üzere tüm balık çeşitlerinin en leziz örnekleri yöreye özgü bir ustalıkla sunuluyor. Köyleri mutlaka ziyaret edin ve köy böreğini deneyin. Datça bademi dünyanın en iyi bademi olarak kabul edilir. İçine badem konularak yapılan özel tatlısı ise çok meşhur. Ayrıca Datça’da, “karavilla” olarak bilinen salyangozlardan yapılan yemeğin şifa getirdiğine inanılıyor.



Dalış noktaları
Datça’da harika dalış alanları var ama bir çoğu yasak bölgeye giriyor. Dalış okulları vasıtasıyla dalmıyorsanız yanınızda yöreyi iyi tanıyan bir rehberin olmasında fayda var. Kara İncir açıklarında bulunan irili ufaklı adacıkların etrafında,  köpekbalığı, yunus, şansınız varsa Akdeniz Foku ve kovuk içlerinde üç, dört müreni bir arada görebilirsiniz.

FETHİYE

Kültürel zenginliği, doğal güzellikleri ve coğrafyası, Fethiye’yi dünyaca ünlü bir turizm merkezi yapıyor.



Fethiye, irili ufaklı adaların serpiştiği kentle aynı adı taşıyan körfezde, arkası çam ormanlarıyla çevrili bir koyda yer alıyor.
Tarih boyunca farklı kültürlere ev sahipliği yapan kent, Pers, Likya, Karya ve Roma medeniyetlerinin izleri taşırken, bu kültürel zenginliğe eklenen doğal güzellikleri Fethiye’yi önemli bir turizm merkezine dönüştürüyor.

Ölüdeniz

Ölüdeniz, Fethiye’nin en popüler bölgesi. Baştan çıkarıcı bir güzelliğe sahip olan Ölüdeniz, adı gibi sakin ve kıpırtısız. Kıyılara kadar uzanan yemyeşil çam ormanları, içinde yeşilin, mavinin her tonunun görülebileceği ılık denizi ve  uzun kumsalı ile, gerçek bir doğa harikası.



Çalış Plajı
Fethiye’ye 5 kilometre uzaklıkta bulunan ve yeryüzünde günbatımının en güzel izlendiği yer olarak tanımlanan Çalış, 4 kilometrelik kumsalı, sıcak yaz akşamlarında esen serin rüzgarları, caretta caretta kaplumbağaları, su sporlarına elverişli denizi, çok sayıdaki nitelikli konaklama tesisi, restoranları, barları, alışveriş ve ulaşım olanakları ile bölge turizminin en gözde yerlerinden biri.

Kelebekler Vadisi
Kelebekler Vadisi tam anlamıyla bir doğa harikası. Ölüdeniz’den 3-4 mil uzaklıkta, etrafı 350 metre yükseklikte dağlarla çevrili bu ilginç kanyon adını, temmuz-eylül ayları arasında görülen “Jarsey Tiger” türü kelebeklerden almış. Kelebekler Vadisi, dik ve derin bir vadi tabanındaki 10 hektarlık düzlükte yayılıyor. Vadiye karadan tek iniş yolu var. İkinci alternatif de meşhur patikasından veya deniz yoluyla gelmek. Vadi, tam deniz seviyesinde. Burası, kelebeklerinin neredeyse tamamının bir arada bulunduğu bir açık hava müzesi gibi. Yaz-kış akan küçük şelale, geniş kumsal, tertemiz deniz, pırıl pırıl çakıl taşları ve çevreyi süsleyen pembe zakkum çiçekleri ile küçük bir yeryüzü cenneti olan koy, dünya gezginlerinin buluşma yeri. Sahildeki tek yapı, vadinin konuklarının yemek ve içecek ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulmuş ahşap bir restoran. Bu restoran, vadide kamp alanı, yeme-içme, bar, roof, duş ve kabin gibi olanaklar sunuyor.


Vadiye adını veren kelebeklere ulaşmak için otlar, böcekler ve kelebekler arasında zorlu bir yolculuk yapıyorsunuz. Pırıl pırıl akan şelale altında duş alarak biten yolculuk, sizi rüya alemine sürüklüyor.


Yamaç Paraşütü

Babadağ, dünyada yamaç paraşütüne en uygun yerlerden biri olarak gösteriliyor. Termik noktalarının zengin ve yaygın olması, atlayıştan sonra, daha da yükselerek deniz üzerinde uçabilme özelliği, çevredeki bitki örtüsünün zenginliği, doyumsuz güzellikteki Ölüdeniz manzarası, denize sıfır inen tatlı bir eğim ve daha pek çok nedenle Babadağ, rakipsiz bir yamaç paraşütü merkezi konumunda.

Likya kaya mezarları

Likya kaya mezarları, şehrin simgesi haline gelen doğal kayaya oyulmuş mezarlar. Çok sayıda düzgün basamakları çıkınca mezarların en güzel ve görkemli olanı Amintas’a (Amyntas) ulaşılıyor.
Cephesi iki sütunu olan İyon tapınağı tarzındaki bu kaya mezarı, Hermepias’ın oğlu Amyntas’a ait. Mezar aşağıdaki düzlükten de kolaylıkla görülebiliyor. Yaklaştıkça büyüklüğü karşısında hayranlık duyuyorsunuz. Amyntas mezarının yanında ona benzeyen, ancak sütununun biri kırılmış, tapınak biçimli bir kaya mezarı ile başka kaya mezarları da bulunuyor.



Kök boyasından dastara…      

Fethiye çarşısı oldukça geniş. Hediyelik eşya dükkanları, dericiler, halıcılar, butikler ve kuyumcular Fethiye çarşısında sıra sıra. Fethiye çevresinde dokumacılık çok gelişmiş. El tezgahlarında dokunan özgün kumaşlar, halılar ve kilimler ilginizi çekebilir. Kaya halısı, kök boyası tekniği ile oldukça çarpıcı görünüyor. Kolon ve dastar kumaşı, Fethiye köylerindeki kadınların el emeğinin yansıması.

Merkezdeki Paspatur Çarşısı yaz akşamları tıklım tıklım doluyor. Burada alışveriş yapmak için ya herkesin plajda olduğu saatleri seçeceksiniz, ya da gecenin yorgunluğunu atmak için uyudukları sabah saatlerini…  Seydiler, Karaçulha kilimleri, heybeler, çuvallar, Kaya (Makri) halıları, Üzüm motifli dastarlar, yün ve kıldan yapılan kolonlar, bal, tahin, lokum, dağ ve ada çayları, kekik ve çeşitli baharatlarla, deniz ürünleri ve bunlardan üretilen hediyelik eşyalar, Fethiye ve çevresinde bulabileceğiniz yöresel renklerden. Ayrıca Fethiye civarında üretilen üç telli, sipsi ve kabak kemani gibi müzik aletleri de satın alabileceğiniz yöresel eşyalar arasında yer alıyor.

Hayalet Şehir Kayaköy

Kayaköy, mimari yapısı, dar sokakları ve kiliseleriyle ülkemizdeki en ilginç turizm merkezleri arasında yer alıyor. Bir zamanlar Türklerle Rumların birlikte yaşadığı Kayaköy, Fethiye-Ölüdeniz arasında 65 metre yükseklikte bir tepenin yamacına ve onun önündeki “Kaya Çukuru” denen ovaya yayılmış bir yerleşim yeri. Araştırmalar Kayaköy’ün antik Karmillassos üzerine kurulduğunu gösteriyor. Antikragos dağlarında bulunan kaya mezarları günümüze kadar sapasağlam gelebilmiş. Kayaköy, kimi kaynaklara göre 11. yüzyılda, kimilerine göre ise 14. yüzyılda bölgede yaşayan Rumlar tarafından Likya uygarlığının kalıntıları üzerine kurulmuş. Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde de sözü geçen ve Rumca ismi Levissi olan Kayaköy, 20. yüzyılın başına kadar zengin bir kent olarak yaşamını sürdürmüş. 1922 Yılında Türkiye ve Yunanistan hükümetleri arasında yapılan “değişim anlaşması” gereğince, Kayaköy’de yaşayan Rumlar ile Batı Trakya’da yaşayan Türkler karşılıklı olarak göç etmek zorunda kalmış. Yöreye gelen Türkler, çevre ve yaşam koşullarına uyum sağlayamadıkları için yamaçta bulunan evler yerine Kayaköy’ün önündeki düzlüğe ve başka kentlere yerleşmişler.



Kentin aşağı mahallesindeki “Panayia Pirgietissa” kilisesi ve yukarı mahalledeki “Taksiyarhis” kilisesi ayakta kalan önemli mimari örneklerden. Buna karşın 2 bin kadar taş ev, şapeller, çeşitli atölyeler, okullar, hastane binası, kütüphane ve diğer amaçlı binalar fiziksel koşullara direnemediği için, köy hayalet görünümünü almış. Ancak evlerin taş duvarları, köşe ocakları, taş ocakları, spiral tuvaletleri, sarnıçları, çakıl taşlı döşemeleri, taş yolları, sokakları ve meydanları kentin kültür zenginliğini hala belli ediyor. Bugünkü Kayaköy ise bir kaç mütevazi pansiyonu ile turistlere hizmet veriyor. 



Köyceğiz

Köyceğiz, Marmaris ile Fethiye arasında, Dalaman Havalimanı’na 35 km uzaklıkta, adını aldığı göl kenarına kurulu, yemyeşil bir kasaba. Sahil şeridi yaklaşık 4.5 km uzunluğunda bir kıyı okundan oluşuyor. Köyceğiz; turistlerin en yoğun olarak geldiği yaz sezonunda bile çılgın kalabalıktan kaçmak isteyenler için alternatif bir sığınak. Yalnızca yaz sezonunda değil yılın her mevsiminde temiz dağ havası soluyarak, gözlerden uzak dinlenmek isteyenlerin seçeneği yine Köyceğiz olmalı.


Yörenin doğal yapısı, dalış, trekking, dağcılık gibi çok sayıda aktiviteye olarak tanıyor.

Dalyan

Adını doğal kanallar üzerinde yüzyıllardır yapılan dalyan balıkçılığından alan Dalyan, Kaunos antik kentinin yanı sıra, soyu tükenmekte olan caretta caretta kaplumbağalarının rastlandığı son kumsallardan biri olan doğal İztuzu kumsallarına da ev sahipliği yapıyor.


Dalyan, deniz kenarında değil, ama hem denizi, hem de gölleri var… Yoğun sazlıklarla kaplı labirent benzeri 10 kilometre uzunluğundaki labirenti andıran ve Köyceğiz Gölü’nün sularını Akdeniz’e boşaltan doğal su kanalı, bölgenin en önemli özelliklerinden biri.


Kaunos antik kenti