ÇEVREYİ KEŞFEDİN

Bodrum Yarımadası’nı keşfetmenin pek çok yolu var. Bunlardan en çok keyif vereni, civardaki koyları ve kıyı köylerini, Bodrum Limanı’ndan veya yerel limanlardan kalkan günübirlik gezi tekneleriyle dolaşmak. Bir diğer olanak da, koylara sefer yapan dolmuşlar. Dolmuş yapan minibüsler duraklarda, yol üstlerinde ve gereken her yerde yolculara hizmet veriyor.

BODRUM YARIMADASI



TORBA

Torba, Bodrum’a 5 km. uzaklıkta sakin bir köy. Çam ve zeytin ağaçlarının yeşilliği ile pırıl pırıl bir denizin kaynaştığı şirin ve hareketli bir koyda yer alıyor. Köye bakan büyük bir tepenin üzerinde çok iyi korunmuş, 2500 yıl önce Lelegler tarafından inşa edilmiş ve muhtemelen bir mezar olan yuvarlak bir yapının yanı sıra, Torba Koyu’nun doğusunda bir de Bizans manastırı bulunuyor.  Özellikle otel ve devre mülk bakımından zengin olan koy, turistik açıdan oldukça popüler. Torba’dan Didim, Milet ve Priene’ye tekne ulaşımı mümkün.

GÖLTÜRKBÜKÜ

Gölköy ve Türkbükü eskiden iki ayrı belde iken, yoğun gelişmesi ve büyümesi nedeniyle birleşerek Göltürkbükü veya Göl-Bük adını aldı. Antik Karya bölgesinde kurulmuş ve M.Ö. 6. yüzyılda Hint Okyanusu’nun batı sahillerini keşfetmiş, öncü bir denizci olan Scylax’in anavatanı olan bu bölge, daha ziyade Türkler arasında popüler bir tatil yöresi. Bodrum’un en hızlı ve yoğun gelişen yerlerinden. Kıyı şeridi boyunca uzanan pek çok cafe, bar ve restoranın bulunduğu koy, yörenin en hareketli yeri. Kış aylarında bu bölgeye gelme şansına sahip olursanız, civarın en ünlü deniz ürünü olan Dil balığını tatmanızı öneririz.


GÜNDOĞAN

Antik çağlarda Farilya olarak bilinen Gündoğan, yakınlarındaki bir mağarada bulunan Bronz çağı seramikleri, cilali taş baltaları ve değirmen taşları ile bölgenin en eski yerleşim yerlerinden biri. M.Ö. 9. yüzyıla ait bir Bizans manastırı kalıntılarının bulunduğu Tavşan Adası’nı ziyaret etmeyi unutmayın. Mandalina bahçeleri ile de ünlü olan Gündoğan, doğal güzelliğini en doğal biçimiyle koruyan az sayıdaki koylardan biri. Bodrum’a 18 km. uzaklıkta. Tertemiz denizi ile dikkat çeken köyün görülmeye değer bir manzarası var.

GÜVERCİNLİK

Bodrum’a 25 km. uzaklıkta yeşil ve mavinin içiçe geçtiği harika güzelliğe sahip bir koy Güvercinlik. Bu doğal ve doyumsuz güzelliği, karşısında bulunan Salih Adası ile zenginleşiyor.

TURGUTREİS

Bodrum’a 20 km. uzaklıktaki Turgutreis, Bodrum’dan sonra yarımadanın en kalabalık yerleşim merkezi. Adını Batılıların “Dragut” adını verdikleri, 16. yüzyılın büyük Osmanlı denizcisi Turgut Reis’ten almış. Turgut Reis adına dikilen heykel, yarımadanın batı tarafından Ege’ye hakim bir konumda yer alıyor. Esintisi ile tanınan Turgutreis, batı rüzgarlarına açık olduğu için yazın en sıcak zamanlarında bile nispeten rüzgarlı. 2.5 km. uzunluğundaki Turgutreis kumsalından irili ufaklı birkaç adayı görebilirsiniz. Bu adalardan biri olan Yassıada 1961’den beri sualtı arkeolojik araştırmalarına ev sahipliği yapıyor. Turgutreis, aynı zamanda Türkiye’de devre mülk sisteminin ilk uygulandığı yer. Diğer koylara kıyasla oldukça gelişmiş kasabada her türlü alışveriş ve konaklama imkanı mevcut.

BODRUMLU DRAGUT

Gümüşlük’te 1845 yılında doğan “Turgutca”, Saint Jean Şövalyeleri ve korsanların zulmünden yılmış bir köyde yetişmişti. Bu nedenle, çok küçük yaşlardan itibaren denizciliğe büyük merak duymuş ve hep büyük bir denizci olmayı düşlemişti. Sonunda hayallerini gerçekleştirmek uğruna bir korsan gemisine girdi ve reisliğe kadar yükselmeyi başardı. 1538’de Kaptan-ı Derya Barbaros Hayrettin Paşa’nın yanında yedek donanma komutanı olarak Preveze deniz savaşına katılan Turgut Reis, 1540 yılında Korsika’da tutsak düştü, daha sonra Barbaros tarafından kurtarıldı. Akdeniz’de korsanlık yaptığı sırada Cerbe Adası’nı merkez yapıp Tunus kıyılarında birçok kenti ele geçirerek ün salan Turgut Reis, 1565 yılında Osmanlı donanmasının kaptanlarından biri olarak katıldığı Malta Kuşatması sırasında vurularak öldürüldü.

KADIKALESİ

Helenistik dönemden kalan bir kale kalıntısından adını alan Kadıkalesi, kumlu berrak denizi ve narenciye bahçeleri ile Bodrum’un en güzel koylarından biri. Bodrum’a 23 km. uzaklıkta yer alıyor. Tatil köylerinin bulunduğu sahili turistik açıdan oldukça gelişmiş. Aynı zamanda geleneksel Bodrum evleri meraklıların ilgisini çekiyor.

GÜMÜŞLÜK

Adanın en sevimli beldesi olan Gümüşlük, antik çağdaki Myndos kentinin yerine kurulmuş.

Antik yazarlar, Myndos’un bağımsız olarak para bastığından söz eder. Yöre halkı da çevrede bulduğu gümüş paralardan dolayı, civarda bir gümüş madeni olabileceğini düşünerek, bölgeye Gümüşlük adını vermiş. Tavşan Adası’nı karaya bağlayan eski limanın sular altındaki kalıntılarını yer yer görmek mümkün. Berrak denizi ve balığı çok ünlü. Bizans çağı kilisesi, birkaç sur duvarı, tepe üzerinde Leleg duvarı diye tanınan sur kalıntısı ile su içinde kalan dalgakıran ve kule kalıntısı dışında toprak üzerinde görülen pek bir şey yok. Ancak dikkatle baktığınızda, deniz dibinde yarı örtülü sütunlar, mozaik izleri, seramik parçaları hemen her yerden görülebiliyor. Bodrum’un kentleşmesine karşın bu durumdan en az etkilenmeyi başarabilen yerlerden biri Gümüşlük. Tamamen koruma altında. Yürüyerek geçilebilen Tavşan Adası, gün batımında keyfine doyulmayan manzarası ve mandalina bahçelerinin kattığı renk cümbüşü ile huzurlu ve sakin ortamları sevenler için ideal bir tatil yeri.


Bir doğa cenneti olan Gümüşlük’te sahil boyunca sıralanmış lokantalarda yöreye özgü balıkların ve Gümüşlük spesiyalitesi olan ahtapot salatasının tadına bakmayı unutmayın.


YALIKAVAK

Bodrum’a 18 km. uzaklıkta olan köy, yarımadanın kuzey batısında yer alıyor. Yel değirmenleri,  balığı ve narenciyesiyle ünlü. En ünlü sünger avcıları Yalıkavak’tan çıkmış. Yöresel bir ad olan Yalıkavak, sahildeki kavak anlamına geliyor. Ancak yöre, ismini tahmin edileceği gibi kavaklardan değil, bu yörede çokça görülen meşe ağaçlarından almış.

Yel değirmenlerinden de anlaşılacağı gibi bu koy oldukça sert rüzgârlara açık. Yalıkavak’taki bir başka çekici nokta antik yapıların özenli bir restorasyon sonucu kullanılır hale gelmesi. Bu tür yapılardan biri, Yalıkavak çevresinde yaşayan sanatçıların eserlerinin sergilendiği bir mekana dönüştürülen eski su sarnıcı. Diğer örnek ise, hediyelik esya satan bir dükkana dönüştürülmüş eski bir zeytinyağı fabrikası. Yalıkavak’ta ülkemizin ünlü simalarına sıklıkla rastlayabilirsiniz. Paşa Koyu, Tilkicik Koyu ve Ağaçbaşı Koyları ile Yalıkavak, doğanın kendini cömertçe sergilediği en güzel yörelerden.



YALIÇİFTLİK


Gökova Körfezi’nin girişinde yer alan Yalıçiftlik, yemyeşil bitki dokusu ve masmavi denizi ile Bodrum Yarımadası’nın en güzel koylarından birine sahip. Uzun ve çok kalabalık olmayan sahil şeridi hem Bodrum ambiyansını taşıyor, hem de sakin ve sessiz bir tatil arayışındakilere hitap edecek nitelikte. Yalıçiftlik de ormanlarla kaplı tepelerde uzun doğa yürüyüşleri yapabileceğiniz gibi tekne turları ile gizli koyları da keşfedebilirsiniz. Bütün bu tatil aktivitelerine, yine bu bölgede bulunan antik Leleg ve Karya kentleri olan Syangela ve Theangela’nın keşfedilmelerini de ekleyebilirsiniz.

AKYARLAR

Antik adı Arhialla olan Akyarlar, Bodrum’un sörf cenneti sayılıyor.

Bodrum’a 13 km. uzaklıktaki Akyarlar, Kos Adası’na en yakın kıyı. Eskiden balıkçılık yapılan yöre, bu gün en önemli turizm merkezlerinden biri. Tepelerde kurulmuş olan evlerden sadece birkaç mil uzaklıkta bulunan Yunan Adalarını seyredebilirsiniz. Tam karşısında yer alan Çatal Adası da eskiden korsanlık yapılan, fakat bugün hayvancılıkla uğraşılan sevimli bir yerleşim birimi. Bodrum Limanı’ndan her gün düzenli olarak kalkan feribotlarla şirin bir Yunan adası olan Kos’u, sadece pasaportla, vize almaksızın ziyaret edebilirsiniz.

BAĞLA

Kamp yapmaya elverişli en güzel koy ve plajlardan birine sahip olan Bağla, Bodrum’a 14 km. uzaklıkta. Aspat Dağı eteklerine kurulmuş Bağla, Yarımadada denize girmek için en ideal yerlerden biri. Metrelerce derinlikte bile denizin dibini çok net biçimde görebilirsiniz. Günlük gezi teknelerinin mutlaka uğradığı koyda, bir de içme suyu kaynağı bulunuyor.

ORTAKENT

Bodrum’a 14 km. uzaklıktaki Ortakent, tüm köy yollarının kesiştiği noktada yer alıyor.

Denizi sıcak ve kumlu olan Ortakent’in mandalina bahçeleri oldukça ünlü. Bitez’den sonra en uzun ikinci sahile sahip Ortakent’te deniz suyu sıcaklığı, Bodrum’un diğer bölgelerine göre daha düşük. Biraz ilerisinde yer alan Yahşi Koyu da temiz kumsalı ve canlı denizi ile tercih edilecek plajlardan. Evleri ile Ortakent yöresel mimarinin en güzel örneklerine sahip.

GÜMBET

Bodrum’un 3 km. batısında yer alan Gümbet, sığ bir denize sahip. Kumsalı, sörf sporu için son derece elverişli. Eğer kafa dinlemek için sakin bir yer arıyorsanız, Gümbet yerine daha sakin olan diğer koyları tercih etmelisiniz. Ayrıca denizinin sığlığı nedeniyle özellikle çocuklar ve jet ski, hamburger, banana, su kayağı gibi su sporlarıyla ilgilenenler için uygun. Özellikle gençlerin tercih ettiği Gümbet, konaklama olanakları, kamp sahaları, bar ve cafeleri ile günün 24 saati canlı ve hareketli. Gümbet’te Saldır Şah mevkii diye bilinen tepede, Halikarnas Balıkçısı adı ile tanınan Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın (1890-1973) mezarı bulunuyor. Ayrıca yine bu tepede, mevkiiye adını veren Saldır Şah yatırı yer alıyor. İnanışa göre gerçek adı bilinmeyen bu kahraman, savaş sırasında kafası kopmasına rağmen, elinde süngüsü ile savaşmaya devam etmiş; başının ve gövdesinin düştüğü yerlere ayrı ayrı mezarlar yapılmış. Bu türbe dini günlerde ziyaret edilen bir anıt mezar halini almış.


KARAİNCİR

500 m. uzunluğunda kumsalı ile yörenin en güzel plajlarından birine sahip olan Karaincir, Bodrum’a 16 km. uzaklıkta. Her iki tarafı tepelerle çevrili olduğundan hiç rüzgar almayan Karaincir, kaktüsleri, lezzetli meyveleri ve muhteşem manzarası ile ünlü. Plajında yer alan küçük restoranlarda özlediğiniz ev yemeklerinden tadabilirsiniz.

ASPAT

Bodrum türkülerine bile adı geçmiş olan Aspat’ın gerçek adı Aspartos. Klasik çağdan günümüze dek çeşitli uygarlıkların kalıntıları Aspat Tepesi ve çevresine sıralanmış durumda.

Buraya ulaşabilmek için Bağla’ya yakın olan bir tepeyi geçmek gerekiyor. Devamlı rüzgâr alan yörede özellikle yatların yararlanabileceği içme suyu kaynakları mevcut. Sahildeki iki katlı tarihi Arpanga’dan, tüm koy görülüyor.

BİTEZ

Yarımadanın en güzel koylarından biri. Bodrum’a 10 km. uzaklıktaki Bitez’in denizi kumlu ve sıcak. Çökertme türküsü ile meşhur olan Bitez, Bodrum’un en uzun sahillerine de sahip. Sahil şeridinin arka kısımlarında mandalina ve turunç ağaçlarına rastlayabilirsiniz. Antik çağlarda Pedesa olarak bilinen Bitez, Bodrum’dan kara yolu ile 8 km., deniz yolu ile 2.5 deniz mili uzaklıkta. Bodrum’a nazaran daha serin olduğu için yerli ve yabancı turistler tarafından yoğun ilgi görüyor. Bitez’deki rüzgâr şartları da, su sporları için son derece uygun. Özellikle sörf için ideal bir rüzgâra sahip olan Bitez sahillerinde, deniz bisikleti, kano ve diğer motorlu su sporlarını rahatlıkla yapabilirsiniz.



DERİNLİKLERDE

Dünyanın sayılı sualtı müzelerinden birini barındıran Bodrum, sualtı turizminde Türkiye’nin en önemli merkezlerinden biri. Bodrum’un doğusunda yer alan Orak Adası derinliği, mağaraları, süngerleri ve 100 metreyi geçen derinlikleriyle bir dalış cenneti. Antik kalıntılara da rastlanabilen Kargı ve Köçek Adalarının 20-30 m. derinlikleri, sualtı fotoğrafçılığı için de uygun irili ufaklı pek çok canlı barındırıyor. Köçek Adası, Çatal Adası ve Gemitaşı Bahçesi dalış için uygun diğer noktalar.

BARDAKÇI

Bardakçı koyu Bodrum Limanı’nın hemen dışında yer alıyor. Eskiden su satıcılarına “bardakçı” denilirmiş. Bu isim, belki de tarihi Salmakis Çeşmesi’nin Bardakçı’sından kalmadır, kim bilir Efsaneye göre, buradaki berrak su birikintisinde kendini gören Hermaphroditus, kendi aksine öylesine aşık olmuş ki, buradaki su perisi ikisini de sonsuza dek birleştirmiş ve böylece hermafrodit doğmuş. Bugün Bardakçı’da lüks oteller, küçük pansiyonlar ve kumsal boyunca restoranlar bulunuyor. Günlük teknelerin uğrak yeri olan Bardakçı, marina ile Gümbet arasındaki tepeden yürüyerek yalnızca bir dakika sürüyor.

KARAADA

Bodrum’a 4 mil uzaklıkta olan Karaada şifalı sıcak suyu ile ünlü. Bu su bir mağaradan çıkıyor ve bu mağaradaki çamurun cilt hastalıklarına iyi geldiği söyleniyor.

ADA BOĞAZI-AKVARYUM

Gümbet’in batı ucunun sonunda bulunan küçük küçük koylar, önlerini kesen bir adanın da yardımıyla, kristal parlaklığında ve olağanüstü doğal güzellikte öyle bir su alanı oluşturuyor ki, bu şairane yerin adını halk, doğal olarak Akvaryum diye adlandırıyor. 30 m. derinliğe  kadar çıplak gözle görülebilen Akvaryum’a ancak teknelerle ulaşılabiliyor.

MAVİ YOLCULUK


Bodrum’dan güneydoğuya doğru uzanan Gökova Körfezi, Halikarnas Balıkçısı ve Azra Erhat’ın keşfettiği bir deniz yolculuğu olarak, onların bu adı vermelerinden bu yana “mavi yolculuk” diye anılıyor.

Gökova Körfezi ile Marmaris ve Antalya arasında yapılan yolculuğun çıkış nedeni, zengin kültür geçmişine sahip kıyılarda insanı doğa ile buluşturmak. Mavi yolculuk, Türkiye’nin kendi kültürü içinden türettiği, Akdeniz ve Ege’nin masmavi sularıyla birleştiği bir tatil biçimi… Bodrum’dan demir alan tekneler Gökova’ya doğru ilerlerken mavi ile yeşilin ahengini, berrak suların altındaki güzellikleri keşfeder. Karaada, Kargacık Bükü, Pabuç Burnu, Kargı Adası, Alakışla ve Çökertme mavi yolculukta görülen ilk yerler. Küçük Çatı, Büyük Çatı, Yedi Adalar, Longöz, Değirmen Bükü, Karacasöğüt gibi denizi berrak ve ağaçlıklı koylar mavi yolculuğun önemli duraklarını oluşturuyor. Doğal güzelliklerin yanı sıra Sedir Adası, Keramos antik kenti, Yedi Adalar gibi tarihsel mekanlar da ziyaret ediliyor. Gruplar oluşturularak yapılan bu yolculuğa 7-10 gün ayırmak gerekli.

Günümüzde düzenlenen turlarda, isterseniz kaptanı ve mürettebatı ile ya da isterseniz mürettebatsız zevkinize uygun boyut ve biçimlerde tekne kiralamak mümkün. Mavi yolculuklarda genelde Gulet tekneler kullanılıyor. Bu tarihi tekne, tamamen ahşap yapısıyla kendine özgü estetiğe sahip. El sanatlarının en güzel örneklerinin sergilenerek tasarlandığı Gulet tekneler, eski zamanlarda savaş gemisi, yakın zamana kadar da balıkçı teknesi olarak kullanılmış. Tarih içinde yapılan yelken seferlerinin anısına, tur şirketleri aracılığıyla yelkenli kiralama şansınız da var.


Mavi yolculuğa çıkmak hiç de zor değil! Mavi Yolculuk turlarının pahalı olduğunu düşünüyorsanız, sadece kamara ayırtıp yapılan charter tekne turları ekonomik bir alternatif. İçinizdeki “kaşif” ruhunu uyandıracak olan mavi yolculuk ile bölgenin mitolojik yönünü keşfetmeye hazırlanın!

MİLAS-GÜLLÜK KÖRFEZİ

Milas, plajları, gölleri, antik kentleri, Türk ve İslam eserleriyle görülmeye değer bir turizm yöresi. Özellikle halıcılık, bölgenin en yaygın el sanatlarından. Ayrıca, el dokuması heybe, kıl, çuval ve keçeleri, taş işlemeciliği, ağaç işleri, mimari süslemeciliği de oldukça ünlü.

Batı Karya’nın en önemli ve en büyük merkezlerinden biri olan Milas (Mylassa), Zeus Karius Mabedi ve Zeus Labranda Mabedi’ nin de yakınlarda bulunması nedeniyle Karya’nın dini merkezi olarak biliniyor. Kent, Sadra Dağı’nın etekleri ile bu dağın önündeki tepelere kurulmuşken, zamanla ovaya doğru yayılmış. Yılan balığı ve Labranda suyu Milas’ın yöresel yiyeceklerinin başında geliyor. Milas halısı, bakır dövme eşyaları ve el işleri yöreden alınabilecek hediyelik eşyalardan bazıları.

Milas’a 25 km. uzaklıkta, zeytinlikler içinde doğal plajları ve balık yumurtası ile ünlü Güllük Körfezi, aynı zamanda yelken sporu için de uygun.

GELENEKSEL MİLAS EVLERİ

Milas evlerinin çoğunluğu 19. yüzyıldan kalma… Her evin genellikle düzgün olmayan büyük veya küçük bir avlusu bulunuyor. İki katlı olan evlerin üst katları, çıkmalar şeklinde sokağa taşıyor.

Milas evlerinin her birinde mutlaka yer ocağı bulunuyor. Bacalar ise ayrı bir mimari örneği. Evlerin dış duvarları, bahçe duvarları beyaz badana ile boyanmış. Milas’tan İzmir yönüne çıkışta yer alan Burgaz Mahallesi’ndeki Abdülaziz Ağalar Köşkü, halen ayakta ve taş işçiliğine örnek teşkil eden konsolları ile dikkat çekici.

AYAKLI

Milas-İzmir karayolunun 12. km’sinde yer alan Euromos antik kentindeki en önemli kalıntı, halk arasında “Ayaklı” adıyla bilinen Zeus Tapınağı. Euromos antik çağda Mylasa’dan sonra yörenin en önemli kentiydi. M.S 2. yüzyıldan kalma Zeus Tapınağı, Asya’nın en iyi korunmuş tapınaklarından biri. Tapınak, cephelerinde 6, yanlarında 9 sütunlu ve korinth düzeninde inşa edilmiş.



IASSOS

Mandalya Körfezi’nde Güllük’ün karşısında bir yarımada üzerinde yer alıyor.

M.Ö. 3000 yıllarına uzanan kentte büyük sur, su kemerleri ve tiyatro bulunuyor. Milas-Söke karayolunun Köşk köyü kavşağından 18 km. sonra kente ve denize ulaşabilirsiniz.

Ayrıca Güllük’ten deniz yolu ile yapılacak bir gezinin unutulmaz tatlar taşıyacağını belirtelim. Kentin antik limanı ise günümüzde yatçıların uğrak yeri.

KERAMOS

Milas’a uzaklığı 50 km. olan ve adını Yunanca’da “çömlek” ya da “seramik” anlamına gelen “keramos” sözcüğünden alan kentten günümüze, koruma duvarları, dağ yamaçlarındaki kaya mezarları ve nekropoldeki lahit mezarlar ulaşmış.

Keramos, Bodrum’dan başlayıp Gökova Körfezi’ne yapılan mavi yolculuğa katılan turistlerin mutlak görmek istedikleri ören yerlerinden.

MİLAS MÜZESİ

1987 yılında açılan müzede, Milas ve civarındaki ören yerlerinde yapılan çeşitli arkeolojik kazılardan çıkarılan eserler sergileniyor. Ayrıca cam eserleri ile Tunç dönemine kadar uzanan değişik türden toprak kap kacaklar görülmeye değer. Müze bahçesinde ise taş eserler bulunuyor. Ayrıca Milas Müzesi’ne bağlı olarak Kıyıkışlacık köyü Iassos’da Fassos’dan çıkarılan taş eserlerin sergilendiği, “Balık Pazarı” adıyla bilinen açık hava müzesi bulunuyor.

ZEUS KARİOS TAPINAĞI

Hisarbaşı tepesinin doğusunda 3.5 m. yüksekliğinde bir podyum üzerine inşa edilmiş. Bugün yuva denen korint nizamında tek bir sütunu ayakta.

GÜMÜŞ KESEN MEZAR ANITI


Muhtemelen M.S. 2. yüzyıla tarihlendirilen bu mezar anıtı dikdörtgen bir mezar odası ile bu odanın üzerindeki paye ve sütunların taşıdığı piramit gibi gittikçe daralan bir örtüden ibaret.

LABRANDA (KOCAYAYLA)


Milas’ın 18 km. kuzeydoğusunda, Çomak Dağı’nda bir teras üzerinde kurulmuş olan Labranda’ya Milas’tan stabilize bir yolla ulaşılıyor.

Kalıntıları büyük ölçüde korunmuş olan Labranda’da ilk kazılar 1940 yılında başlamış. M.Ö. 4. yüzyılda Karya’da Satraplas döneminde yapılan Zeus Labrandus Tapınağı ile ünlü.

BEÇİN


Beçin, Milas’ın 5 km. kadar güneyinde 200 metre yükseklikte sarp bir kayalık üzerinde yer alıyor. 

Kentin adı Ortaçağ İtalyan kaynaklarında “Pezona”, Türk- İslam kaynaklarında ise “Berçin”, “Peçin” ve “Beçin” şeklinde geçiyor. Kentten günümüze ulaşan yapı kalıntıları Milas Ovası’na bakan iç kale, surlarla çevrili dış kale ve surlar. Kalıntılar Kenez ve Sığmen mevkilerinde yoğunlaşıyor.