Endoskopisi ve biyopsi
Reflü veya mide yakınmalarınızla başvurduğunuz hekiminiz bazen kafasını (genellikle yüzünde hüzünlü bir ifadeyle) sallar ve “size endoskopi yapılması gerekecek” der. İşte korkulan an! Azap dolu bir inceleme, “öldürseniz bir daha yaptırtmam” diyen dostlarınızdan duyduklarınız… İyi haber; artık acılar tarihe karıştı… Son yıllarda çok başarılı anestezi teknikleri geliştirilmiştir ve bunlar ameliyat anestezisinden çok daha farklı olarak muayenehane veya endoskopi odasında uygulanabilmektedir. Hastanın solunum ve kalp atışlarının izlenmesini sağlayan basit cihazlarla da güvenilirlik sağlanmaktadır. Dezavantajları arasında da işlemin maliyetini ve süresini artırması sayılabilir. Bu nedenle bazı hastanelerde henüz uygulama alanı bulamamıştır. Yani anestezi yapılan birimlerde bu teknik acısızdır.
Endoskopi tamamen esnek bir borunun hekim tarafından hastanın ağzından yemek borusu, mide ve onikiparmak bağırsağına ilerletilerek bu kısımların optik yöntemlerle ve göz ile incelenmesine verilen isimdir. Deneyimli ellerde ölüm riski neredeyse sıfırdır. İşlem sırasında çoğu kere mide ve yemek borusundan parça alınarak patolojinin desteği sağlanır ve tanıların kesinleştirilmesinde bu destek çok önemlidir.
Parça alınmasının riskli olduğu ve başta kanser olmak üzere hastalıkların yayılacağı fikri endoskopik olarak kesinlikle boş bir inançtır.
Endoskopi kimler için gereklidir?
Felsefi anlamda endoskopi tıbbın en büyük düşmanı olan kanserin erken tanısı için yapılır. Reflünün iyi bir tarafı da kanser riskini on yıllar önce söylemenin ve böylece risk grubundaki hastaların erkenden yakalanıp izlenmesinin olası olmasıdır. Bu risk zaten çok düşüktür. Bilimsel anlatımla endoskopi, “Barrett” denilen durumu erken yakalamak amacıyla yapılır. Barrett; uzun süreli reflü nedeniyle hasarlanan yemek borusu hücrelerinin karakteristik şekillerini değiştirip, ince veya kalın bağırsak hücrelerine dönüşmesi sonucu ortaya çıkar. Detayları daha sonra tartışılacak olan bu durum bir kanser öncüsü olarak kabul edilir ve izlenir. Bu durum en çok 50 yaşını geçmiş ve 5 yıldan uzun süredir reflü yakınması bulunan erkeklerde görüldüğünden, bu gruptaki kişilerin hayatlarında bir kere endoskopi yaptırmaları önerilmektedir. Reflü nedeniyle endoskopi yapılanların dahi sadece %1-2’sinde Barrett bulunduğu ve bu zeminde kanser riskinin %1’in altında olduğunu da ekleyeyim. Diğer ve çok önemli bir endoskopi gereksinimi “alarm bulguları” dediğimiz ve kanser kuşkusu uyandıran bulguların varlığında ortaya çıkar. Bu bulgular tabloda özetlenmiştir.
Toplam olarak 10-15 dk. kadar süren endoskopi işlemi sayesinde midede yapılan optik ve patolojik inceleme ile hastalığa tanı koymak mümkün olmaktadır. Bu inceleme, özellikle yemek borusundaki tahribatın şiddetini belirlemede ve reflü ile birlikte var olabilecek diğer bazı hastalıkların teşhisinde de yardımcı olmaktadır.
Alarm bulguları; bu belirtiler varsa hemen endoskopi!
- Geçirilmiş üst sindirim sistemi kanaması (ağızdan kahve telvesi şeklinde kusma ve/veya simsiyah, pis kokulu dışkılama).
- Yutma güçlüğü (lokmalar göğüste takılır ve sıklıkla su içirilerek geçirilmeye çalışılır).
- Yutarken ağrı duyma.
- Açıklanamayan kilo kaybı.
- Kansızlık (hele ki erkeklerde görüleni mutlaka ayrıntılı inceleme gerektirir, kadınlarda aşırı adet kanaması nedeniyle oluşan kayıp durumu yoksa inceleme şarttır).
- Gaitada (dışkıda) gizli kan saptanması: Bu test 40 yaşını geçmiş herkesin 6 ayda bir check-up amacıyla yaptırması gereken bir incelemedir. Ağızdan anüse sindirim sisteminin herhangi bir kısmındaki bir hastalıkta kanama olabilir ve bu azıcık kan dışkı ile atılırken saptanabilir. Ailesinde sindirim sistemi kanseri olanların 30’lu yaşlarda bu kontrolleri yaptırmaya başlamaları önerilir. Babası kalın bağırsak kanseri olan birisi sıfatıyla 30 yaşımdan beri bu testi yaptırıyorum ve 40. yaş günümü de kolonoskopi yaptırarak kutladım (kalın bağırsaklar için kullanılan bir endoskopi işlemi).
- 50 yaşının üzerinde 5 yıldan daha uzun süreli reflü yakınmaları bulunan erkekler.
Reflü şüphesi olan hastalarda ilaçla yapılan tedavi seçeneklerinde sonuç alınamadığında endoskopi yöntemine başvurulması önerilir.
Endoskopi gerektirmeyen durumlar
Bu da en az “kime gerekir” kadar önemli bir sorundur çünkü gereksiz masraftan kaçınmak gerekir! Öncelikle alarm bulguları olmayan basit reflü hastalarında ilk tercihin endoskopi olmadığı vurgulanmalıdır. Yukarıda anlatılan, ilaçla deneme tedavisi seçilmelidir. Endoskopide Barrett veya darlık saptananlar hariç reflü yakınmaları ilaçla düzelen hastaları endoskopik olarak takip etmek, yani sürekli endoskopi yapmak da gerekli değildir. Yine de hekiminiz endoskopi isterse iyi bir açıklama yaptırın, ikna olursanız hekiminizi dinleyin. Çünkü bunlar genel kurallar olup her hasta kendine özgü olarak değerlendirilmelidir.
Endoskopi işlemine hazırlık
Hasta, kullanmakta olduğu ilaçlar için doktoruna danışmalıdır. Girişimden en az 8 saat öncesinden itibaren katı veya sıvı gıda alınmaması önerilir. Ortalama 10-15 dakika sürebilecek girişim sonrasında eğer anestezi uygulanmışsa hastanın dikkat gerektiren işler yapmaması, araba kullanmaması önerilir. Anestezi uygulanmadıysa kısıtlama yoktur. Boğaz uyuşturan bir ilaç sıkıldığından işlemden sonra genellikle 1-2 saat yemek yenilmemesi ve içilmemesi önerilir. Doktor tarafından farklı bir öneride bulunulmadıkça ilaçlara devam edilir.
Reflü teşhisinde yapılacak işlemler hastayı endişeye sürüklememelidir. Bütün bunların doktorunuzun tecrübesi ve bilgisi dahilinde gerçekleştiğini ve sıkıntılarınızı yok edeceğini düşünürseniz endişeleriniz azalacaktır.
Leave a Reply