Gözle erişim ipuçları

Gözle erişim ipuçları

 

Temsil sistemleri görmek, işitmek, dokunmak, koklamak ve tat almaktan oluşan beş duyuya dayalıdır.

Dr. Wyatt Woodsmall

Nöro Linguistik Programlama insan davranışlarını değiştirmede kullanılan güçlü bir modeldir. NLP modelinin temel yapı taşları temsil sistemleridir. Bu işlemler sayesinde insanlar dünyayı algılar, temsil eder ve üzerinde işlerlik gösterir. İnsanların (içsel ve dışsal) bütün deneyimleri bu temel ögelere ayrıştırılabilir.

NLP’nin temel varsayımı şudur: bütün bireysel beceriler temsil sistemlerinin geliştirilme ve sıraya konmasının bir fonksiyonudur. Bu kombinasyon ve sıralanışlara stratejiler adı verilir.

İnsan deneyimlerinin, duyusal verilerin içsel veya dışsal olarak algılanmasının sonucu olduğu gerçeği yararlı bir kavrayıştır. Ama bunun yararlı olabilmesi için bir insanın belirli bir anda hangi temsil sistemine erişim yaptığını saptamak gerekir.

İnsanlar genelde davranışlarını değiştirmekte zorlanır, bunun uzun yıllara dayanan alışkanlıklardan kaynaklandığını, değiştirmenin imkansızlığını dile getirirler. Nöro Linguistik Programlama bu konuda yol gösterici bir programdır.

NLP’nin gücü ve faydası bir ölçüde bu görevi yerine getirirken kullandığı tekniklerden gelmektedir. Belirli bir duyusal modda bireyin içsel olarak mı, yoksa dışsal olarak mı deneyim yaptığına dair bazı göstergeler vardır. Bunlara erişim ipuçları denir çünkü bireyin belirli bir moda ne zaman girdiğini bildirirler.

Göz tarama kalıpları NLP ile ilk kez tanışan insanlara genellikle çok şaşırtıcı gelen konulardan biridir. İnsanların gözlerini sürekli olarak hareket ettirdiğini herkes bilir. Oysa burada yeni olan nokta şudur ki göz hareketleri sistematik bir kalıp izler ve bu kalıp bireyin o anda yaşadığı deneyimle ilgilidir.

Göz hareketlerine bakarak bir insanın ne düşündüğünü tahmin etmek mümkündür. Hatta bu NLP’ye göre güvenilir bir yöntemdir. Özellikle de çoğu insanın, göz hareketlerinde benzer kalıplar kullandıkları düşünülecek olursa bu yöntemin güvenilirliği daha iyi anlaşılır.

Soru sorulduğu zaman öğrencilerin genellikle tavana baktıklarını hepimiz fark etmişizdir ama bunun sıradan bir davranış olduğunu düşünmüşüzdür. Bazı insanlar dilimizde “düpedüz aşikar” gibi ifadelerin kökenini merak etmiş ama sadece deyim oldukları varsayımında bulunmuşlardır. Oysa bu davranışlar ve ifadeler tesadüfi olmayıp, sistematik bir kalıp izler.

NLP’nin kurucuları bu kalıbı nasıl bulmuştur? Bu soruyu bir gün Richard Bandler’a sormuştum. Anlattığına göre John ile birlikte ilk zamanlarda öğretim yaparken sınıfa bazı sorular yöneltmişler ve öğrencilerin çoğunun yanıtlamadan önce aynı yöne baktıklarını fark etmişler. Bu davranışı dikkate almışlar ve belirli bir kalıp içerip içermediğini araştırmaya başlamışlar. Böylece göz tarama kalıplarının “keşfi” ortaya çıkmış. Bandler ve Grinder insanların deneyimlerini tanımlarken bazı duyusal yüklemler kullandıklarını fark etmişler. Deneyimlenen içsel ve dışsal süreçlerin hem göz hareketleri, hem de yüklemlerle ilişkili olduklarını bulmuşlar.

Göz hareketlerine bakarak bir insanın düşünme süreçlerini tanımak mümkündür. Gözlerimizi, kullandığımız temsil sistemine göre hareket ettiririz. Göz hareketleri çoğu zaman bir insanın nasıl düşündüğünü anlamak için güvenilir bir göstergedir.

Görsel düşünme süreçleri kullanırken genellikle yukarı bakarız. İşitsel süreçler için öteye/yana bakarız. Dokunsal süreçler içinse aşağı bakarız.

İnsanların farklı gözle erişim sistemleri kullanabileceğini unutmayın. Ama sağ elini kullanan insanlar için aşağıdaki şema oldukça tipiktir.

NLP’nin kurucuları tarafından göz tarama kalıplarının keşfedilmesi, insanların nasıl düşündüklerini öğrenebilmek açısından çok yararlı olmuştur.