Jazz Şehirleri: Bridgetwon (Barbados)

Heymi Bahar
Barbados mu? Orası da Neresi?
1536 yılında Portekizler tarafından keşfedilen Barbados, 1627 yılında Karayip Bölgesinde neredeyse tüm yerleşimlerle aynı kader paylaşıp kendisini İngiliz kolonisine teslim etti. Bu tarihten itibaren adanın başlıca ekonomisi tütüne dayalıydı. Ancak dünyada rekabetin artmasıyla tütün yerini şekere bıraktı. İlk müzik örnekleri, tüm Afrika kabilelerinde de olduğu gibi, pazar duaları sırasında ya da cenazelerde çalınan çeşitli yöresel davulların ses değişimleriyle gerçekleşiyordu. İngiliz sömürgesinin adayı işgalinin hemen ardından yönetim kölelerin çalışırken şarkı söylemelerine ve de bunun eşliğinde kendi müziklerini çalmalarına izin vermişti, ancak, 1688 yılında çıkarılan bir yasa ile bu durum yasaklandı çünkü İngilizler yaptıklan müziğin bir isyan hazırlığı olduğuna karar verdiler. Bunun yanında adaya gelen Hristiyan misyonerler de Barabados da yaşayan kölelerin dinlerinin değiştirilmesine çalışıyorlardı. Ülkede uygulanan tüm politikaların amacı ülkede yaşayan yerel halkın asimilasyonunu başarılı bir biçimde tamamlamak üzerine kuruluydu ve bunu yapmanın en iyi yollarında biri de yerel müziği yok etmekti.
Biraz Özgürleşme…
Çok sınırlı bir biçimde kendini ifade etmeye çalışan Barbados yerel toplumunun tek kendi müziklerini çaldığı, Harvest Home, festivali tüm halkın beklediği ve kendini sergilemek istediği bir organizasyon haline gelmiştir ve toplum bunu iple çekiyordu. 1800’ün başlarında diğer kolonilerde başlayan özgürlük isyanları ve 1807 yılında köle ticaretinin kaldırılması 1838 yılındaki özgürleşme hareketini de tetikledi. Özgürleşme köleliğin kaldırılmadı değildi tabiki, ancak yerel halkın müziğinin üzerinde olan baskılar yavaş yavaş kalkmaya başlamıştı. 1840’lı yıllardan vurmalı çalgılar dışında her türlü çalgının çalınmasına izin veren bir yasa çıkarıldı. Bu durum yerel müziğin daha fazla vokallere yönelmesini sağladı. Bu dönemde sosyo-politik, kadın erkek Ilişkileri ya da özgürlük üzerinde şarkılar yazıldı ve söylendi. Özgürleşme döneminin bir ileri aşaması da yeni bir müzik aletinin keşfi ile oldu: tuk. Bu alet üflemeli bir çalgıydı ancak üçgen ve 19.yy İngiliz klasik flütünden esinlenerek yapılmıştı. Ancak Afrika tarzı çapraz ritmler iyi bir biçimde çalınabiliyordu. Bu müzik aleti bir anda tüm müziğin çehresini değiştirmeye başlamıştı. Bunun dışında gelişimi etkileyen bir diğer durum ise Trinidad’dan gelen calypso müziğidir. 18-19. yy’da bir çok calypso bandosu kuruldu ve bu gruplar çeşitli ortamlarda çalmaya başladılar her ne kadar önceleri bu müziğin Afrika kökenli olmadığını iddaa etselerde şu anda bu müzik Barbados’un milli müzikleri arasında yer alıyor.
Bridgetown Uluslarası Oluyor
1920’lerin ortalarında, Amerikan modeli jazz müziği daha çok zengin üst sınıfın yaşadığı başkente gelmeye başladı. Kaçak kayıtların bölgeye gelmesiyle beraber Barbados yerel halkı swing tarzı müziğe ulaşmış oldu. Ancak teknolojinin yetersizliği nedeniyle sadece Bridgetown’da bazı yerlerde yayın yapılıyordu ve dinleyici oldukça kısıtlıydı. 1940’ların sonuna kadar fonograf ülkeye gelememişti. 1920 ve 30’ların en önemli ismi Lionel Gittens denilebilir. Gittens Bridgetown’da bir çok grubun liderliğini yaptı ve amerikan tarzı jazz müziğini tanıttı. Ancak Gittens’ın en önemli özelliği Bajan-style (Barbados stili) calypso çalmasıydı. Her ne kadar ulaşım zor olsa da BBC’den yayınlanan Voice of America’nın sunucusu Willis Conover Barbados’ta yaşayan jazz sever halkın kahramanı olmuştu.
Keith Campbell ve Jazz’ın Değişimi
Keith Campbell 1930’ların başında başlamıştı jazz kariyerine ve daha çok yerel müziğe ağırlık veriyordu. Ancak bazı politik değişmeler jazz’ın gelişimini etkiledi. 1937 çıkan yerel ayaklanma işçilere hak arama amaçlıydı ancak başlatılan hareket sadece sendikalarla sınırlı kalmadı ve politik sistemin revize edilmesine kadar ilerledi ve 1966 yılında elde edilen bağımsızlığa kadar devam etti. Ayaklanma kısa sürede siyasal kurumların yenilenmesine ve daha demokratik bir toplum olmayı amaçlamıştı. Özgürlükçü ortamdan yararlanan Campbell’da 1940’ların başında swing’den bebop tarzını benimsemeye başlamıştı. II. Dünya savaşının başlangıcı Barbados ve Trinidad kıyılarına yanaşan Amerikan gemilerinden inen jazz bandolarının kısa süre bölgede kalmasına neden oldu. Bu sırada Campbell gibi sanatçılar birikimlerini genişlettiler ve 1950’li yıllarda Ernie Small Bridgetown’da bir jazz efsanesi olmaya başladı. 1961 yılında kurulan Belair Jazz Club, Bridgetown jazz severlerin uğrak noktası olmaya başlamıştı. Keith Campbell, Ernie Small, Ebe Gilkes gibi Barbados’un ünlü jazz’cılara aynı sahnede performans veriyorlardı. 1966 yılında gelen bağımsızlık beraberinde milliyetçiliği de getirdi. Yıllardır sömürge olan Barbados artık bağımsızdı ve kendi kültürünü yeniden canlandırmak istiyordu. Bu nedenle geçmişte tarlarda ve yörelerde çalınan müziğe daha çok önem verilmeye başladı. Yıllardır büyük şehirlerde kullanılmayan ritmik yöresel çalgılar ve üflemeliler yeniden raflardan indiriliyor ve çalınmaya başlanıyordu. Bu dönemde Amerikan etkisinin azaldığını söylemek doğru olur. Bir jazz sentezi yaratma projesiydi aslında bu çaba.
Barbados Jazz’ı mı?
Campbell bir süre Trinidad’da kaldıktan sonra bir proje için Bridgetown’a dönmeye karar verdi. Hilton Bridgetown onu ve Ernie Small’u beraber bir projede buluşturmak istiyordu ve bunu başardı. 1968 ile 1974 arası dünyanın her tarafından turistlerin uğrak yeri olan Hilton’un yemek salonu dolup taşıyordu ve burada çalınan herkesin bildiği swing ya da bebop değildi. Bu ikili Afrika’nın koloni öncesinden kalan ve milliyetçilik akımıyla yeniden gündeme gelen vurmalı müziği klasik Amerikan jazz’ı ile birleştirmişlerdi. Calypso-Jazz diye adlandırdıkları bu müzik hem dans figürlerine uygun hem de solistlerin performans göstermesine olanak sağlıyordu. 1970’lerin ilk yarısında Bridgetown’da bir müzik okulu bile açılmıştı ve bu okul artık jazz hayranlarına da hizmet ediyordu. Combermere Okulu Trinidad’dan da şehre gelen ünlü jazz eğitmenlerini de kadroların bulunduruyordu. 1980’li yıllar ise Barbados için jazz müziğinin doruk noktalarına ulaşmıştı. Devletin müziğe vermeye başladığı destek ve jazz kulüplerin yayılmasıyla birlikte müziğe karşı olan ilgi ve talep daha da arttı. 1985 yılında Bridgetown’da düzenlenen ilk uluslarası Barbados Caribean Jazz Festivali hem Barbados’tan hem de aynı kültürde bulunan komşu ülkelerden müzisyenleri bir araya toplamayı başarmıştı. Büyük bir ilginin odağı olan bu festival hala devam etmektedir.
Leave a Reply