KARADENİZ BÖLGESİ
Aktaş Şelaleleri
Aktaş ve Sarıyayla Şelaleleri
Sarıyayla Şelalesi
Akçakoca ilçesine bağlı Aktaş ve Sarıyayla Köyleri sınırları içinde bulunan şelalelerin çevresi, piknik ve yürüyüş yapmak için ideal.

Akçakoca
Göleviç Şelalesi
Göleviç Şelalesi Ereğli’ye bağlı Süleymanbeyler köyü sınırları içinde bulunuyor. Aynı adı taşıyan mahallenin sırtlarında bulunan mağaralardaki antik dönemlerden kalma duvar çizimleri, arkeologların da ilgisini çekiyor.
Güneşli Şelalesi
Ereğli’nin Güneşli beldesi civarındaki Güneşli Şelaleleri, Aşağı Kayalıdere ve Yukarı Kayalıdere mevkilerinde bulunuyor. Şelaleler, Gülüç ırmağının doğal parkuru içinde yer alıyor.

Karadeniz Ereğlisi
Gökyar Çağlayanı
Kurucaşile ilçesi, Kanatlı Köyü yakınlarında ortalama 70 m. yükseklikten doğrudan denize düşen çağlayana ulaşım deniz yoluyla sağlanıyor. Denizden zevkle seyrediliyor.
Karagöl Şelalesi
Karagöl Şelalesi Akçakoca- Karasu yolu arasında Sarıyayla (Aktaş) Köyü yakınlarında bulunuyor. Dağın tepesine kurulu köyden şelaleye doğru inerken fındık bahçelerinin arasından geçiliyor. İki dağ arasından ve dereden karşıya geçerek devam eden yol Karagöl Şelalesi’nde son bulmakta. Şelalenin serin suları bir zamanlar mısır öğütmekte kullanılan bir değirmeni çalıştırıyormuş. Her mevsimde bol suyu olan Sarıyayla Deresi’nin berrak suları içilebiliyor.
Aksuçayı Şelalesi
Ulus-Kumluca bucağına 18 km. uzaklıkta bulunan Kızıllar Köyü’nün Umar Tepesi’nde bulunuyor. Umar tepesini ikiye bölen Aksu çayı, üç aşamalı olarak 35 metrelik bir yükseklikten düşerek şelaleyi oluşturuyor. Ayrıca, Umar tepesindeki kayalarda bulunan izlerin Hz. Ali’nin atının ayak izleri olduğu söylenmekte.

Karabük
MADEN DERESİ ve ŞELALESİ
Maden Deresi, Hendek ilçesinin kuzeyinden, Çaltepe’de doğuyor. 30 km. bir yol kat ettikten sonra Kocaali’nin batısından Karadeniz’e ulaşıyor. Derede alabalık ve sazan balığı yaşıyor. Ayrıca bölgede Cumhuriyet’in ilk yıllarında açıldığı söylenen bir altın madeni ocağı bulunuyor. Yaklaşık 1 saat 15 dakikalık bir yürüyüşten sonra çok güzel bir şelale karşınıza çıkıyor. Maden Deresi’nin suları iki ayrı koldan yan yana yaklaşık 10 m. yükseklikten küçük bir gölcük üzerine düşüş yapıyor. Şelalenin hemen arkasında Cenevizlilerden kaldığı söylenen yaklaşık 15 m. yüksekliğinde bir set var. Bu set taşlardan örülerek oluşturulmuş ve Maden Deresi’nin üzerinde bir baraj gibi görünüyor.

Hendek, Bolu
Ulukaya Şelalesi
Ulus ilçesine 17 km. uzaklıkta ve Ulus Çayı üzerinde bulunuyor. Şelale 10 metre genişliğinde bir kaya oyuğu içinden çıkan suyun, 20 m. yükseklikten düşmesiyle oluşmakta. Ulus çayına dökülüyor ve 30-40 m genişliğinde bir gölet oluşturuyor.
Gölderesi Şelalesi
Şelale, Kurucaşile ilçesi Kanatlı Köyü’ne 3 km uzaklıkta zengin yeşil doku arasında yükselen bir vadide yer alıyor.
Armutçuoğlu Dağları dibinde başlayan çay, vadide 15 m. yükseklikten kademeli olarak düşerek şelale ve dik yatağında bir takım havuzlar oluşturuyor. Doğa tutkunlarının seyretmeye doyamayacağı bir manzara ortaya çıkıyor.
Ilıca Şelalesi
Ilıca Şelalesi
Ilıca Şelalesi Pınarbaşı’nın Ilıca köyü sınırları içerisinde bulunuyor. Ilıca köyünden itibaren patika yoldan yaya yürüyüş yarım saat sürmekte. Su yaklaşık 10 metre yüksekten dökülüyor ve burda doğal olarak bir havuz oluşmuş. Ilıca Şelalesi’nin en önemli özelliği de oluşan bu havuzun etrafının çok sayıda ağaç ve bitki örtüsü ile çevrili olması. Yine şelalenin üst kısmından gidildiğinde yıllardır akan su ile kayaların aşınması sonucu oluşan çukurluklar ve oymalar görülmeye değer.
Tomara Şelalesi
Şiran ilçesinin 14 km. güney-batısındaki yoldan ulaşılan Tomara Şelalesi, Seydibaba Köyü’ne 1 km uzaklıkta bulunuyor. Bir kaynaktan çıkan çok miktarda suyun 8 m. yükseklikten dereye akmasıyla oluşan Tomara Şelalesi’nin suyu oldukça soğuk. Şelalenin çevresi gürgen, fındık, meşe türü yeşil bitki örtüsü ile kaplı.
Şelale ve çevresinin zengin bitki örtüsü ile oluşturduğu manzara görülmeye değer.
Sinop Erfelek: Şelaleler Vadisi

Erfelek Şelaleleri, Küre Dağlarının doğu bölümünde Erfelek Barajının yol çalışmaları sırasında keşfedilmiş. Yaklaşık 15 metre yükseklikten Karasu Nehrine dökülen ilk şelale etrafındaki bitki örtüsünün yarattığı manzara ile göze çarpıyor. Akarsuyu yukarı doğru izleyip bir kaç küçük çağlayan geçerseniz ikinci bir şelaleyle karşılaşılıyor. Burada koyağın iyice daralması nedeniyle yolculuk yapmak çok güç bir hal alsa da, bunu göze alıp devam edenleri tam bir şelale şöleni bekliyor.
Erfelek şelalelerinin 15 kilometre güney batısında yer alan Tatlıca şelalelerine ulaşmak için Karasu nehrine pararlel bir yol izlemek yeterli. Ağaçların gölgesinde oldukça hoş bir yolculuktan sonra bu ikinci şelale birden karşınıza çıkıyor. Suyun bu dar koyaktaki yolculuğu boyunca sadece iki kilometre içinde otuza yakın şelaleyle karşılaşılıyor.
Bu şelaleleri gezmek için en uygun sezonun mayıs ile kasım arasındaki aylar olacağını belirtmekte yarar var. Üstelik bu aylarda, vadi ağzında suların Karasu’ya son kez döküldüğü noktada kamp kurma olanağı da var.
Baraklı Şelalesi
Taşova’nın şirin köylerinden Baraklı, doğal bir güzelliğe sahip. Özbaraklı Kasabası’na 4 km mesafede bulunan şelale, yaklaşık 8 metrelik yükseklikten boşalan akarsu ve yeşillik alandan oluşmakta. Yaz aylarında yeşillik etrafına konan masalar ve sandalyelerle, ziyaretçilerini ağarlayan köy sakinleri, şelalenin fazla tanınmayışından şikayetçi. Baraklı şelalesi, ağaçların arasında bulunan, tamamıyle köy geleneklerine bağlı kalınarak yapılan servisi ve küçük tesisiyle, otantik bir havada ziyaretçilerini bekliyor. Taşova’dan ulaşımı çok kolay olan Baraklı, E80 uluslararası kara yolu kenarında bulunuyor.

Taşova, Amasya
Taşova Tarihi
Taşova İlçesi, Türkiye’nin Orta Karadeniz Bölümünde yer alıyor. İlçe Yeşilırmak vadisi üzerinde kurulmuş.
Taşova tarihte birçok devletin hakimiyeti altına girmiş. İlçede yapılan kazılarda arkeolojik buluntulara rastlanmış.
Taşova’da egemenlik kuran ilk devlet Hititler. Hititler, M.Ö. 1650 yıllarında Anadolu’ya hakim olunca, Taşova ve çevresini de idareleri altına aldılar. Daha sonra yöreye Frigler (M.Ö. 1200-700) ve Kimmerler hakim oldu. İran’da kurulan Med İmparatorluğu, Anadolu yönünde genişlemeye başlayıp Kimmerler Devleti’ne son vererek bölgeye hakim oldular. Taşova Pers Kralı III.Adaşir zamanında Pers hakimiyetine geçti.
Makedonya Kralı İskender, M.Ö.331 yılında Anadolu’yu istila etti. Dolayısıyla Taşova da Makedon idaresine geçti. Makedonya Krallığı’nın dağılması üzerine yörede Pontus Krallığı kuruldu.(M.Ö.291) Pontus Krallığı’nın egemenliği Amasya’nın Roma İmparatorluğu’na katılmasına kadar devam etti. Roma İmparatoru, Jules Sezar, Pontus Kralı Farnak ile yaptığı çarpışmayı kazandı.(M.Ö.47). Romalılar, M.S. 25 yılında yöreyi tamamen topraklarına kattılar. Amasya ve Alpaslan Müzelerinde sergilenen pek çok eser, yörede Makedonya ve Roma İmparatorluklarının hakimiyet sürdüğünü doğrulamakta.
Taşova 395 yılına kadar Roma hakimiyetinde kaldı. Bu tarihten sonra asırlarca Bizanslar yöreyi ellerinde tuttular. 712 yılında Emeviler Taşova’yı ele geçirdiler. Türkler Anadolu’ya gelene kadar yöre, Arapların idaresinde bulundu.
Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan, 26 Ağustos 1071’de Malazgirt Meydan Muhaberesi’nde Bizans ordusunu yenilgiye uğratarak Anadolu’nun kapılarını Türklere açtı. Sultan Alparslan’ın Anadolu’ya gönderdiği Türk komutanlar Anadolu şehirlerini birer birer ele geçirmeye başladılar. Malazgirt Savaşını takip eden ikiyüzyıl boyunca Horasan ve Maveraünnehir’den göç eden Türk boyları, şehir ve kasabalara yerleştiler. Bu arada Horasan’dan göç eden Seyyid Nurettin Alparslan, bugünkü Alparslan Kasabası’na gelerek yerleşti.
Taşova, 1075 yılında Danişmentliler’in eline geçti. Danişmentli Hükümdarı Melik Gazi, yöreyi ele geçirerek adeta Amasya’yı Türk-İslam kültürünün merkezi haline getirdi. Taşova ve çevresi II. Kılıç arslan zamanında Türkiye Selçukluları’nın hakimiyeti altına girdi. (1174) Kösedağ Savaşından sonra yöre, Moğol istilasına uğradı. Anadolu’da kıtlık, yoksulluk ve kargaşa baş gösterdi. Meşhur Babai ayaklanması yörede etkili oldu. Türkiye Selçuklu Devleti karışıklıkları önlemek için ülkeyi ikiye ayırdı. Taşova Rum Eyaleti içinde kaldı ve idaresi Seyfettin Torumtay’a bırakıldı. Türkiye Selçuklu Devleti’nin dağılmasından sonra ülkede beylikler kuruldu. Önce Kadı Burhanettin Devleti, sonra Tacettinoğulları yörede 1425 yılına kadar hakimiyet sürdü. Bu tarihte Osmanlı Sultanı Çelebi Mehmet, Tacettin Beyliği’ne son vererek, Taşova’yı ülkesine dahil etti.
AMAZONLAR
Amazonlar M.Ö 1200 yıllarında yaşamış efsanevi kadın savasçılar. Thermedon (Terme çayi) kıyısında kurmuş oldukları Themiskyra kentinde yaşamışlar. Oklarının yaylarını iyi çekebilmeleri için kadınların çocukken sağ göğüslerini kestiklerini ve bundan dolayı kendilerine “memesiz” demek olan “Amazon” adının verildigi söylenir. Yunan mitolojisinde Amazonlardan savaş tanrısı “Ares” ile iyiliksever “Harmonia” nın (Afrodit) çocukları olarak bahsedilir. Göçebeliğin hakim olduğu avcı ve toplayıcı yaşam tarzından yerleşik hayata geçilmesi ve tarımın başlamasıyla ortaya çıkan artı ürün toplumlara bolluk ve bereketi getirmiş. Bereket ise, kadınla simgelenmiş böylece Bereket Tanrıçası “Kybele” ortaya çıkmış.
Ayder Şelalesi
Ayder Şelalesi
Karadeniz’de Kaçkar Dağı eteklerinde bölgenin en meşhur yaylası Ayder Yaylası bulunuyor. Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinin 19 km. güney doğusunda yer alan yayla, kasaba görünümünde. Bölge, zengin flora ve faunasının yanı sıra kaplıcası ile ünlü. Kaçkar Dağı’na tırmanış güzergahında bulunan yayla çevresindeki Ayder şelalesi görülmeye değer.
Gelintülü Şelalesi
Çamlıhemşin Ayder yaylasının Kelegon mevkiinde bulunan şelale Karadeniz‘in yemyeşil doğasının maviye çalan dikkat çekici bir parçası.
Palovit Şelalesi
Kaçkar Dağları Milli Parkı içinde önemli yeri olan Palovit Vadisi, Zilkale Harabesi’ni geçtikten sonra Palovit yol ayrımından başlıyor. Sola ayrılan yoldan takriben 3 km. sonra Palovit Şelalesi bulunuyor. Son derece güzel olan bu şelaleden yaya olarak Hazindak Yayla, Pokut ve Sal yaylalarına yaya olarak çıkılabiliyor.
İkizdere Şelalesi
Kaçkar sıradağlarının eteklerinde Çamlıhemşin, Hemşin ve İkizdere ilçelerinde yer alan yaylalar birer turizm merkezi haline gelmiş durumda. Bölgede akan gürül gürül dereler yer yer şelaleler meydana getiriyor. İkizdere – Çağırankaya Yaylası Rize’nin İkizdere ilçesi’nin 25 km doğusunda bulunuyor. İkizdere Şelalesi’nin yanı sıra, Cimil Vadisi’ndeki Cimil Şelalesi ve Balıklı Şelale görülmeye değer.

Ordu – Ünye
KARADENİZ BÖLGESİ
KARADENİZ BÖLGESİ
Aktaş Şelaleleri
Aktaş ve Sarıyayla Şelaleleri

Akçakoca
Göleviç Şelalesi
Göleviç Şelalesi Ereğli’ye bağlı Süleymanbeyler köyü sınırları içinde bulunuyor. Aynı adı taşıyan mahallenin sırtlarında bulunan mağaralardaki antik dönemlerden kalma duvar çizimleri, arkeologların da ilgisini çekiyor.
Güneşli Şelalesi
Ereğli’nin Güneşli beldesi civarındaki Güneşli Şelaleleri, Aşağı Kayalıdere ve Yukarı Kayalıdere mevkilerinde bulunuyor. Şelaleler, Gülüç ırmağının doğal parkuru içinde yer alıyor.

Karadeniz Ereğlisi
Gökyar Çağlayanı
Kurucaşile ilçesi, Kanatlı Köyü yakınlarında ortalama 70 m. yükseklikten doğrudan denize düşen çağlayana ulaşım deniz yoluyla sağlanıyor. Denizden zevkle seyrediliyor.
Karagöl Şelalesi
Karagöl Şelalesi Akçakoca- Karasu yolu arasında Sarıyayla (Aktaş) Köyü yakınlarında bulunuyor. Dağın tepesine kurulu köyden şelaleye doğru inerken fındık bahçelerinin arasından geçiliyor. İki dağ arasından ve dereden karşıya geçerek devam eden yol Karagöl Şelalesi’nde son bulmakta. Şelalenin serin suları bir zamanlar mısır öğütmekte kullanılan bir değirmeni çalıştırıyormuş. Her mevsimde bol suyu olan Sarıyayla Deresi’nin berrak suları içilebiliyor.
Aksuçayı Şelalesi
Ulus-Kumluca bucağına 18 km. uzaklıkta bulunan Kızıllar Köyü’nün Umar Tepesi’nde bulunuyor. Umar tepesini ikiye bölen Aksu çayı, üç aşamalı olarak 35 metrelik bir yükseklikten düşerek şelaleyi oluşturuyor. Ayrıca, Umar tepesindeki kayalarda bulunan izlerin Hz. Ali’nin atının ayak izleri olduğu söylenmekte.

Karabük
MADEN DERESİ ve ŞELALESİ
Maden Deresi, Hendek ilçesinin kuzeyinden, Çaltepe’de doğuyor. 30 km. bir yol kat ettikten sonra Kocaali’nin batısından Karadeniz’e ulaşıyor. Derede alabalık ve sazan balığı yaşıyor. Ayrıca bölgede Cumhuriyet’in ilk yıllarında açıldığı söylenen bir altın madeni ocağı bulunuyor. Yaklaşık 1 saat 15 dakikalık bir yürüyüşten sonra çok güzel bir şelale karşınıza çıkıyor. Maden Deresi’nin suları iki ayrı koldan yan yana yaklaşık 10 m. yükseklikten küçük bir gölcük üzerine düşüş yapıyor. Şelalenin hemen arkasında Cenevizlilerden kaldığı söylenen yaklaşık 15 m. yüksekliğinde bir set var. Bu set taşlardan örülerek oluşturulmuş ve Maden Deresi’nin üzerinde bir baraj gibi görünüyor.

Hendek, Bolu
Ulukaya Şelalesi
Ulus ilçesine 17 km. uzaklıkta ve Ulus Çayı üzerinde bulunuyor. Şelale 10 metre genişliğinde bir kaya oyuğu içinden çıkan suyun, 20 m. yükseklikten düşmesiyle oluşmakta. Ulus çayına dökülüyor ve 30-40 m genişliğinde bir gölet oluşturuyor.
Gölderesi Şelalesi
Şelale, Kurucaşile ilçesi Kanatlı Köyü’ne 3 km uzaklıkta zengin yeşil doku arasında yükselen bir vadide yer alıyor.
Armutçuoğlu Dağları dibinde başlayan çay, vadide 15 m. yükseklikten kademeli olarak düşerek şelale ve dik yatağında bir takım havuzlar oluşturuyor. Doğa tutkunlarının seyretmeye doyamayacağı bir manzara ortaya çıkıyor.
Ilıca Şelalesi
Ilıca Şelalesi
Ilıca Şelalesi Pınarbaşı’nın Ilıca köyü sınırları içerisinde bulunuyor. Ilıca köyünden itibaren patika yoldan yaya yürüyüş yarım saat sürmekte. Su yaklaşık 10 metre yüksekten dökülüyor ve burda doğal olarak bir havuz oluşmuş. Ilıca Şelalesi’nin en önemli özelliği de oluşan bu havuzun etrafının çok sayıda ağaç ve bitki örtüsü ile çevrili olması. Yine şelalenin üst kısmından gidildiğinde yıllardır akan su ile kayaların aşınması sonucu oluşan çukurluklar ve oymalar görülmeye değer.
Tomara Şelalesi
Şiran ilçesinin 14 km. güney-batısındaki yoldan ulaşılan Tomara Şelalesi, Seydibaba Köyü’ne 1 km uzaklıkta bulunuyor. Bir kaynaktan çıkan çok miktarda suyun 8 m. yükseklikten dereye akmasıyla oluşan Tomara Şelalesi’nin suyu oldukça soğuk. Şelalenin çevresi gürgen, fındık, meşe türü yeşil bitki örtüsü ile kaplı.
Şelale ve çevresinin zengin bitki örtüsü ile oluşturduğu manzara görülmeye değer.
Sinop Erfelek: Şelaleler Vadisi

Erfelek Şelaleleri, Küre Dağlarının doğu bölümünde Erfelek Barajının yol çalışmaları sırasında keşfedilmiş. Yaklaşık 15 metre yükseklikten Karasu Nehrine dökülen ilk şelale etrafındaki bitki örtüsünün yarattığı manzara ile göze çarpıyor. Akarsuyu yukarı doğru izleyip bir kaç küçük çağlayan geçerseniz ikinci bir şelaleyle karşılaşılıyor. Burada koyağın iyice daralması nedeniyle yolculuk yapmak çok güç bir hal alsa da, bunu göze alıp devam edenleri tam bir şelale şöleni bekliyor.
Erfelek şelalelerinin 15 kilometre güney batısında yer alan Tatlıca şelalelerine ulaşmak için Karasu nehrine pararlel bir yol izlemek yeterli. Ağaçların gölgesinde oldukça hoş bir yolculuktan sonra bu ikinci şelale birden karşınıza çıkıyor. Suyun bu dar koyaktaki yolculuğu boyunca sadece iki kilometre içinde otuza yakın şelaleyle karşılaşılıyor.
Bu şelaleleri gezmek için en uygun sezonun mayıs ile kasım arasındaki aylar olacağını belirtmekte yarar var. Üstelik bu aylarda, vadi ağzında suların Karasu’ya son kez döküldüğü noktada kamp kurma olanağı da var.
Baraklı Şelalesi
Taşova’nın şirin köylerinden Baraklı, doğal bir güzelliğe sahip. Özbaraklı Kasabası’na 4 km mesafede bulunan şelale, yaklaşık 8 metrelik yükseklikten boşalan akarsu ve yeşillik alandan oluşmakta. Yaz aylarında yeşillik etrafına konan masalar ve sandalyelerle, ziyaretçilerini ağarlayan köy sakinleri, şelalenin fazla tanınmayışından şikayetçi. Baraklı şelalesi, ağaçların arasında bulunan, tamamıyle köy geleneklerine bağlı kalınarak yapılan servisi ve küçük tesisiyle, otantik bir havada ziyaretçilerini bekliyor. Taşova’dan ulaşımı çok kolay olan Baraklı, E80 uluslararası kara yolu kenarında bulunuyor.

Taşova, Amasya
Taşova Tarihi
Taşova İlçesi, Türkiye’nin Orta Karadeniz Bölümünde yer alıyor. İlçe Yeşilırmak vadisi üzerinde kurulmuş.
Taşova tarihte birçok devletin hakimiyeti altına girmiş. İlçede yapılan kazılarda arkeolojik buluntulara rastlanmış.
Taşova’da egemenlik kuran ilk devlet Hititler. Hititler, M.Ö. 1650 yıllarında Anadolu’ya hakim olunca, Taşova ve çevresini de idareleri altına aldılar. Daha sonra yöreye Frigler (M.Ö. 1200-700) ve Kimmerler hakim oldu. İran’da kurulan Med İmparatorluğu, Anadolu yönünde genişlemeye başlayıp Kimmerler Devleti’ne son vererek bölgeye hakim oldular. Taşova Pers Kralı III.Adaşir zamanında Pers hakimiyetine geçti.
Makedonya Kralı İskender, M.Ö.331 yılında Anadolu’yu istila etti. Dolayısıyla Taşova da Makedon idaresine geçti. Makedonya Krallığı’nın dağılması üzerine yörede Pontus Krallığı kuruldu.(M.Ö.291) Pontus Krallığı’nın egemenliği Amasya’nın Roma İmparatorluğu’na katılmasına kadar devam etti. Roma İmparatoru, Jules Sezar, Pontus Kralı Farnak ile yaptığı çarpışmayı kazandı.(M.Ö.47). Romalılar, M.S. 25 yılında yöreyi tamamen topraklarına kattılar. Amasya ve Alpaslan Müzelerinde sergilenen pek çok eser, yörede Makedonya ve Roma İmparatorluklarının hakimiyet sürdüğünü doğrulamakta.
Taşova 395 yılına kadar Roma hakimiyetinde kaldı. Bu tarihten sonra asırlarca Bizanslar yöreyi ellerinde tuttular. 712 yılında Emeviler Taşova’yı ele geçirdiler. Türkler Anadolu’ya gelene kadar yöre, Arapların idaresinde bulundu.
Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan, 26 Ağustos 1071’de Malazgirt Meydan Muhaberesi’nde Bizans ordusunu yenilgiye uğratarak Anadolu’nun kapılarını Türklere açtı. Sultan Alparslan’ın Anadolu’ya gönderdiği Türk komutanlar Anadolu şehirlerini birer birer ele geçirmeye başladılar. Malazgirt Savaşını takip eden ikiyüzyıl boyunca Horasan ve Maveraünnehir’den göç eden Türk boyları, şehir ve kasabalara yerleştiler. Bu arada Horasan’dan göç eden Seyyid Nurettin Alparslan, bugünkü Alparslan Kasabası’na gelerek yerleşti.
Taşova, 1075 yılında Danişmentliler’in eline geçti. Danişmentli Hükümdarı Melik Gazi, yöreyi ele geçirerek adeta Amasya’yı Türk-İslam kültürünün merkezi haline getirdi. Taşova ve çevresi II. Kılıç arslan zamanında Türkiye Selçukluları’nın hakimiyeti altına girdi. (1174) Kösedağ Savaşından sonra yöre, Moğol istilasına uğradı. Anadolu’da kıtlık, yoksulluk ve kargaşa baş gösterdi. Meşhur Babai ayaklanması yörede etkili oldu. Türkiye Selçuklu Devleti karışıklıkları önlemek için ülkeyi ikiye ayırdı. Taşova Rum Eyaleti içinde kaldı ve idaresi Seyfettin Torumtay’a bırakıldı. Türkiye Selçuklu Devleti’nin dağılmasından sonra ülkede beylikler kuruldu. Önce Kadı Burhanettin Devleti, sonra Tacettinoğulları yörede 1425 yılına kadar hakimiyet sürdü. Bu tarihte Osmanlı Sultanı Çelebi Mehmet, Tacettin Beyliği’ne son vererek, Taşova’yı ülkesine dahil etti.
AMAZONLAR
Amazonlar M.Ö 1200 yıllarında yaşamış efsanevi kadın savasçılar. Thermedon (Terme çayi) kıyısında kurmuş oldukları Themiskyra kentinde yaşamışlar. Oklarının yaylarını iyi çekebilmeleri için kadınların çocukken sağ göğüslerini kestiklerini ve bundan dolayı kendilerine “memesiz” demek olan “Amazon” adının verildigi söylenir. Yunan mitolojisinde Amazonlardan savaş tanrısı “Ares” ile iyiliksever “Harmonia” nın (Afrodit) çocukları olarak bahsedilir. Göçebeliğin hakim olduğu avcı ve toplayıcı yaşam tarzından yerleşik hayata geçilmesi ve tarımın başlamasıyla ortaya çıkan artı ürün toplumlara bolluk ve bereketi getirmiş. Bereket ise, kadınla simgelenmiş böylece Bereket Tanrıçası “Kybele” ortaya çıkmış.
Ayder Şelalesi
Ayder Şelalesi
Karadeniz’de Kaçkar Dağı eteklerinde bölgenin en meşhur yaylası Ayder Yaylası bulunuyor. Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinin 19 km. güney doğusunda yer alan yayla, kasaba görünümünde. Bölge, zengin flora ve faunasının yanı sıra kaplıcası ile ünlü. Kaçkar Dağı’na tırmanış güzergahında bulunan yayla çevresindeki Ayder şelalesi görülmeye değer.
Gelintülü Şelalesi
Çamlıhemşin Ayder yaylasının Kelegon mevkiinde bulunan şelale Karadeniz‘in yemyeşil doğasının maviye çalan dikkat çekici bir parçası.
Palovit Şelalesi
Kaçkar Dağları Milli Parkı içinde önemli yeri olan Palovit Vadisi, Zilkale Harabesi’ni geçtikten sonra Palovit yol ayrımından başlıyor. Sola ayrılan yoldan takriben 3 km. sonra Palovit Şelalesi bulunuyor. Son derece güzel olan bu şelaleden yaya olarak Hazindak Yayla, Pokut ve Sal yaylalarına yaya olarak çıkılabiliyor.
İkizdere Şelalesi
Kaçkar sıradağlarının eteklerinde Çamlıhemşin, Hemşin ve İkizdere ilçelerinde yer alan yaylalar birer turizm merkezi haline gelmiş durumda. Bölgede akan gürül gürül dereler yer yer şelaleler meydana getiriyor. İkizdere – Çağırankaya Yaylası Rize’nin İkizdere ilçesi’nin 25 km doğusunda bulunuyor. İkizdere Şelalesi’nin yanı sıra, Cimil Vadisi’ndeki Cimil Şelalesi ve Balıklı Şelale görülmeye değer.

Ordu – Ünye