Renklerin Coğrafyası

Renklerin Coğrafyası

Türk kültürünün eşsiz güzellikteki mimari eserleri ve folklorik değerleriyle bezenmiş Doğu Anadolu Bölgesi görülmeye değer güzellikte. Bölgede yer alan tarihi zenginlikler, çok sayıda uygarlığın izlerini taşıyor.


Doğu’nun zenginlikleri saymakla bitmiyor.
Tarihi eserlerden doğal güzelliklere, insan dokusundan yerel renklere kadar herşey hayranlık uyandıracak özellikte.

Binlerce yıllık medeniyet izleri, bin bir tondaki rengin oluşturduğu kartpostal tadında doğa manzaraları, yöreye özgü coğrafyayla, kültürle örülmüş Doğu’nun sıcak insan dokusu…

Doğu Anadolu Bölgesi, Türkiye’nin en eski medeniyet kavimleri Urartulara, Hurrilere, Hititlere kadar uzanan tarih izleri ile dolu… Bölge yüksek dağ sıraları, plato, ova ve gölleri, dere ve nehir yataklarıyla mor, kahverengi, gri, sarı ve kırmızı renk tonlarıyla bütünleşen ve yöre kültürünün eşsiz güzellikteki mimari eserleri ve folklorik değerleriyle bezeli…

Doğu; öyle bir coğrafya ki tarihinde taşıdığı zenginlikleri topraklarına, dağlarına, göllerine ve insanlarına da taşımış. Kimler hüküm sürmemiş ki bu topraklarda yüzyıllar boyu. Her kavim, her uygarlık, tarih sahnesinden çekilirken sadece kimi eserlerini, yapılarını bırakmakla kalmamış yeryüzünün bu parçasına… Kültürünü, alışkanlıklarını, doğayla ilişkisini de armağan bırakmış sonraki nesillere…

Bu bölgedeki tarihi zenginlikler saymakla bitmiyor. Fakat, Doğu; tarihi eserler ve doğa güzellikleri demek değil sadece. İnsan dokusundaki sıcaklıkla, kültürler mozaiğinin en özgün renkleri bu topraklarda hayat bulmuş. Ahlat’taki İslam Mezarlığı’nda, Çifte Minareli Medrese’de, Halime Hatun Kümbeti’nde, İshak Paşa Sarayı’nda, Ani’de, Ağrı Dağı’nda ve Akdamar Adası’nda bu izleri görmek mümkün.

Kuzeydoğudaki sınır şehrimiz Kars’ta yer alan Ocaklı (Ani) 10. ve 11. yüzyıldan kalma mimari eserlerin bulunduğu tarihi bir kent, Ermeni Hristiyan inanışınca kutsal kabul ediliyor. 5165 metrelik zirvesiyle Ağrı Dağı, inançlar açısından ayrıca özellik taşıyor. Dini inançlara göre, insan neslinin yok olduğu Tufan’dan sonra Nuh’un gemisinin Ağrı Dağı’na oturduğu ve suların çekilmesiyle Nuh’un ve ailesinin dağdan bereketli Iğdır Ovası’na indikleri ve buradan da Anadolu’nun içlerine nehirler boyunca özellikle Fırat ve Dicle nehirleri boyunca nüfusları artarak yayıldıkları söylenegelmiş. Bu inanca göre Iğdır, ikinci insan neslinin çoğalarak dünyaya yayıldığı yer. Görkemli yapısıyla Doğubeyazıt’a yükseklerden bakan İshak Paşa Saray Kompleksi, 17. yüzyıl sonlarında Osmanlılar’ın Bölge Valisi İshak Paşa tarafından yaptırılmış. Van Gölü, Doğu Anadolu’nun güzellikler beldesi. Gölün güneydoğu sahillerinde yer alan Van Kenti aynı zamanda Urartu’ların başkentiydi. M. Ö. 1000 yıllarında Urartular tarafından yapılan Van Kalesi, devrinin canlı bir örneği olarak görülmeye değer bir eser.


Kale Mescidi, M.S. V. yüzyılda Bizanslılar tarafından yaptırıldığı tahmin edilen Erzurum Kalesi’nin iç kale kısmında yer alıyor. Kale Mescidi’nin XI. yüzyılda Türklerin eline geçen kaleye Saltukoğulları döneminde eklendiği düşünülüyor. Düzgün kesme taştan inşa edilen mescidin kubbeli bölümü külahlı bir örtüyle kaplı.


Meryem Ana Katedrali (Meryem Ana Müzesi)
Ani-Kars

Comments

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *