Yeşilin Her Tonu

Yeşilin Her Tonu

Yemyeşil ormanları, el değmemiş koyları, birbirinden güzel plajları, sıcakkanlı insanları ve tarihi zenginlikleriyle adeta cennetten bir parça Karadeniz. Uzun süre hak ettiği ilgiyi göremeyen bu bereketli topraklar, son yıllarda giderek artan bir merakla çok sayıda gezgini kendine çekiyor.

  
Karadeniz 2500 bitki türünü barındırıyor. Bu bitkilerin 160 tanesi Karadeniz dışında hiçbir yerde yetişmiyor.

Sahil şeridi boyunca sıralanan sakin plajlar, birbirinden şirin balıkçı köyleri, heybetli dağların denize dik olarak indiği sahil bandına paralel olarak uzayıp giden koylar, çay, fındık, tütün, mısır tarlaları, Karadeniz insanıyla özdeşleşmiş inanılmaz güzellikteki yaylalar…

Tüm bu doğal güzelliklere sahip olan bölge, inanılmaz bir turizm çeşitliliğine sahip. Doğu Karadeniz’de yoğunlaşan yaylacılık, Kartalkaya ve Ilgaz dağlarındaki kış turizmi merkezleri, Abant Gölü ve Yedigöller gibi popüler sayfiye yerleri, Bolu, Düzce, Kızılcahamam  kaplıcaları, Amasra, Cide, Sinop , Trabzon (Sümela Manastırı) ve Amasya’da  (Kral  mezarları) yoğunlaşan tarihi eserler bölgeye her geçen gün daha fazla turistin akın etmesine sebep oluyor.

Karadeniz’i keşfetmek isteyenler gezilerine Akçakoca’dan başlayabilir. Türk Mimarisi’nin birbirinden güzel örnekleriyle dolu Safranbolu ve  bastonlarıyla ünlü Devrek’e uğradıktan sonra sahile inildiğinde İnkum, Amasra ve Çakraz’a ulaşılır. Cide ve İnebolu’dan geçip Sinop’a vardığınızda Amazonların ve Diyojen’in izini sürebilirsiniz.

Samsun’un doğusunda yer alan Ünye ve Fatsa, plajları ve konaklama imkanları ile Karadeniz’in önemli turistik merkezleri. Fındık bahçeleri ile kaplı Ordu, Giresun Kalesi’nin şehrin üzerinde taç gibi durduğu Giresun ve Ayasofya Müzesi ile Sümela Manastırı başta olmak üzere çok sayıda tarihi zenginliğe ev sahipliği yapan Trabzon, Karadeniz gezisinin sonraki durakları.

Türkiye’deki en önemli çay üretim merkezi Rize’den sonra Türkiye’nin önemli rafting merkezlerinden biri olan Çoruh Nehri’nin bereket getirdiği Artvin’e ulaşılıyor. Yaylalarıyla ünlü Artvin çevresinde çok sayıda müze ve tarihi kilise bulunuyor.

Karadeniz ziyaretçilerine küçük sürprizler sunmayı seven bir bölge. Kıyıda köşede kalmış balıkçı köyleri ve dağlardaki yerleşim birimleri yöresel ve geleneksel mimarinin en güzel örneklerini barındırıyor. Buralarda bol bol fotoğraf çekebilir, bölgenin konuksever insanlarının yaptığı yöresel yemeklerden tadabilirsiniz. Doğayla baş başa kalmak isteyenler yürüyüş, dağcılık, jeep safari ve rafting gibi aktivitelere katılabilir.

Yüzölçümünün % 26’sı ormanlarla kaplı olan Doğu Karadeniz, kendine özgü iklimi ve buna bağlı olarak gelişen orman ekosistemleri ile haklı bir ayrıcalığa sahip. Doğu Karadeniz ormanlarının bazı bölümleri sahip olduğu özellikler ve çeşitlilik dolayısıyla “Subtropikal Ormanlar” olarak da adlandırılıyor. Göz alabildiğine uzanan çayırlıklar, göller, nehirler, yaşlı ormanlar müthiş bir biyolojik çeşitlilik oluşturuyor. Bölge çoğu Türkiye’de nadir olarak rastlanan 2500 bitki türünü barındırıyor. Bu bitkilerin 160 tanesi Karadeniz dışında hiçbir yerde yetişmiyor. Doğu Karadeniz faunası boz ayı, domuz, kurt, tilki, çakal, çengel boynuzlu dağ keçisi, vaşak, karaca, yaban kedisi gibi hayvan türlerinin yanında, dağ horozu ve Kafkas ur kekliği gibi hayvanlara da ev sahipliği yapıyor. Aynı zamanda yırtıcı kuşların en önemli göç yollarının üzerinde olan bölge, endemik kuşlar açısından dünyada korumada öncelikli 217 alandan biri.




Zengin doğal güzelliklerinin yanı sıra Karadeniz bölgesi, inanılmaz bir turizm çeşitliliğine sahip.



YEDİGÖLLER, İspir 3200 metredeki bu göller, Doğu Karadeniz dağlarının  kayalık zirvelerinin arasında gizli kalmış birer cennet.


Karadenizli ustaların büyük bir beceri ve emekle yaptığı ahşap tekneler tarihe karışmakta. Artık tek tük rastlanan tekneler, Karadeniz’in en güzel renklerinden.

Comments

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *